Diyanet TV

Ha bugün, ha yarın derken nihayet Diyanet Televizyonu yayına başlıyor! Türkiye’nin, hatta yurt dışının en güvenilen kuruluşu olan Diyanet işleri Başkanlığı, şimdiye kadar yatığı açılımlarla göz doldurmuştu, bu sefer de “Diyanet Tv.” İle halkın haklı teveccühüne mashar oldu.
Diyanetin yaptığı açılımları düşündüm de; gözümün önünden şunlar geçti;
Daha önce, “suya sabuna dokunma” anlayışı içinde iken bugün toplumsal meselelere parmak basan konuları ele almaktan çekinmiyor. Artık diyanet, sosyal paylaşım sitelerinde bile boy gösteriyor. İçe kağanık,soğuk yüzlü tavrını bırakmış; insanlarla barışık, herkese kucak açan bir anlayış hakim olmuştur.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'in şu sözleri Diyanet'in son dönemlerde çizdiği profilin sadece imajdan ve hizmet genişlemesinden ibaret olmadığının da göstergesi adeta: "Diyanet'i sıradan bir bürokratik kuruluş olarak yapılandırmak, Diyanet'in kendisine, dinimize ve milletimize haksızlık. Biz bu dönemde Diyanet'i bir millet kurumu olarak dizayn etmeye çalışıyoruz."
Hükümetin Kürt açılımında ilk adımı Diyanet İşleri Başkanlığı attı. Kürtçe başta olmak üzere anadilde vaazla din idamlarının halka hitap etmesinin İslam’ın mesajlarını daha anlaşılır kılacağını söyleyen Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, din adamlarından camilere ve cemaatlerine sahip çıkmalarını istiyor.
Din adamlarının, halka anladığı dilde hitap etmesi, camiye gelen cemaatin İslam’ın mesajlarını anladığı dilde duymak ve bilmek zorunda olması kadar daha tabii ne olabilir. İmamların sadece camisinin değil görev yaptığı mahallenin, köyünün ve şehrinin de imamı olmasını kim kabul etmez.
camilerin devlet dairesi olmadığı Allah’ın evi olduğu fikrinin yerleştirilmesi.
Her evde “dini sohbet” adıyla; ehil olmayan, dini tahsil yapmamış, Hadis usulü, Tefsir usulü, Fıkıh usulü bilmeyen insanların, halkın kafasını karıştırdıkları bilinen bir gerçek. 
 Diyanet İşleri Başkanı Görmez: Mele alımı siyaset değil, Diyanet Projesi. Diyanet artık daha çok ‘millet’ kurumu olacak. Cami mimarisi için fakültelerle toplantı yapacağız. İslam’ın ‘hak din’ olduğunu söylemek varlık sebebimiz.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, din eğitimini resmi okullardan almayan ‘mele’ diye adlandırılan yerel din adamlarının Diyanet kadrosuna alınmasının bir güvenlik veya siyaset projesi değil, Diyanet projesi olduğunu açıkladı.
Mele’lerin Diyanet’e alınması yeni değil. Cumhuriyetin ilk 25 yılında bir din eğitimi, din hizmetleri açığı oldu. İkinci 25 yılda da ilk 25 yılın açığını kapatmaya çalışırken resmi okullarda yetişmeyen, ancak özel derslerle din eğitimi alan bu hocaları Diyanet bünyesine alındı. Ancak 1965 ile 1977 arasında tam 12 yıl biz bu mele konusunu tartışmakla geçirdik. Sonra hem Meclis’te hem de Senato’da tartışılmış, kabul edilmiş ve 14 bin ‘mele’ kadroya alınmış. Bu ‘mele’ konusu da ne bir siyaset konusudur, ne bir güvenlik konusudur. Bu bir Diyanet konusudur. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tarihi boyunca zaman zaman yaptığı ve son 5 yılda üzerinde çalışıp olgunlaştırdığı, ihtiyaç gördüğü için projelendirdiği bir konudur. Her eve, isteyen herkese Kur’an öğretimi. Bunun için yaş şartı bulunmamaktadır. Din görevlileri, İlahiyatçılar toplumun temel dinamikleridir. Sosyal olaylara daha temkinli yaklaşan, insanlar arasında, ikilik, düşmanlık, kışkırtma, kin, nefret… oluşturucu tavırlardan uzak kalmak en önemli görevleri arasındadır.
Her gün bir görevlinin fetva odasında yer alıp, fetva isteyen, dini konuda açıklama talep edenlere en doğru, en akılcı, kaynağından verilen cevaplarla halkımız aydınlatılmaktadır. Kur’anı anlamıyla öğrenme çabası.  Sadece orijinalini okumakla yetinmemek, mutlaka Allah ne diyor, nasıl bir mesaj veriyor bilerek kılınacak namaz daha çok huzur verecektir. Daha yürürlüğe girmeyen; vaazlara, cemaatin de katılımını sağlamak. Bir süre önce diyanet işleri Başkanı böyle bir projeden söz etmişti. Aslında doğru bir yaklaşım; zira cemaat da bilgili olacak, okuyarak camiye gelecek. Soru sormak öyle kolay bir iş değildir. Bileceksin ki sorabilesin.
 Temiz toplum” oluşturmanın yolu; dini iyi bilen ve denetimli insanların devreye girdiği bir organizasyondan geçer.

 


Yazarın Diğer Yazıları