HATAY’DA YAZILACAK ÇOK ŞEYİMİZ VAR

TYB Konya Şubesi, mutat olduğu üzere "YAZILACAK ÇOK ŞEYİMİZ VAR” ana başlığıyla devreye soktuğu Kültür, Tarih ve Edebiyat gezisini bu sene de "Medeniyetler şehri” HATAY”a yaptı.

Hatay Anadolu'nun en eski yerleşim merkezlerinden biridir. Yöredeki tarihi yaşantı bulguları M.Ö. 100.000'lere kadar uzanır. Elde edilen buluntular; bölgenin orta paleolitik, neolotik, kalkolit dönemlerde ve tunç çağında yaygın bir yerleşim yeri olarak kullanıldığını göstermektedir.

Medeniyetler şehri denmeyi hak ediyor. Bir yanda yeşilin insanı mest eden manzarası, bir yanda ruhu dinlendiren suyun hülasası, Şelalenin gönülleri okşayan şırıltısı. Kuş sesleriyle hasıl olan mestane musiki. Semazenlerin sema yaparken manevi coşkuyla kendinden geçip meşke daldıkları gibi su, doğa, toprak, atmosfer… de herkesi büyülemekte.

Yurdumuzun Cennet köşelerinden bir köşe dersem sanırım yanlış olmaz. Yorgunluk, stres, uyuşukluk…hissetmeden, zinde kalmaya yönelten Rabbimizin harika bir ikramı insanlara.

Ayağınızı toprakta bir müddet bekletseniz o bile yeşerir. Toprak, gerçekten cömertliğini burada göstermiş. Zeytin ağaçları- Ki Rabbimiz bunun üzerine kasem ediyor- asırlar geçse de, yıllar birbirini kovalasa da zeytin küsmüyor, darılmıyor; "ben bu insanlara bir daha meyve vermeyeceğim” demeden ikramına devam ediyor.

Envai çeşit meyveler; portakal, nar, turunç ve Akdeniz havzasına Ortadoğu coğrafyasına ait ne kadar güzellik varsa hepsi Rabbimizin kullarına lütfu.

İpek'in anavatanı. Adım başı ipek satış ve imalat yerleri. Taş mozaiğin sanata dönüştüğü mekânlar.

Cami, Kilise, Havra, Sinagog… yan yana. Adeta kol kola girmişler, kardeşlik türküsü söylüyorlar. Ermeni köyü adıyla tamamen halkı Ermeni olan bir köyün mevcudiyeti, Alevi'si, Sünni'si, Süryani'si, Kızılbaş'ı ve dini, mezhebi, ırkı ne olursa olsun barış ortamında hayat sürmeleri bize Kur'an ilkelerini bir kere daha hatırlamamıza yol açıyor.

  1. ki insanlar; akıllarını kullandıkları, nefislerine yenilmedikleri, hoşgörüyü baş tacı edindikleri sürece bu birlikteliği, kardeşlik ortamını, sevgi halelerini oluşturmak mümkün olmaktadır.

Hatay, Orta doğuya açılan bir kapı. Bir yanda Suriye, bir yanda Irak ve Akdeniz. Akdeniz'e doğru bir barış eli gibi uzanmakta ve;

"Kardeşliğin tesisi bizimle mümkün. Akdeniz'in huzur denizi olarak kalması, dostlukların daimi ve kalıcı olması için size zeytin dalı uzatıyorum. Nasıl daha önce yan yana yaşamışsak yine aynı duygu ve düşüncelerle hayat sürmemiz olasıdır. Bırakın siyasi çekişmeleri, atın bir kenara nefsani duyguları, Mevlana'nın:

"Hatasız dost arayan dostsuz kalır” sözü bize rehber olmalı”. Kur'an'da Rabbimizin;

-"Ey Muhammed(SAV) eğer sen asık suratlı olsaydın etrafında kimseler kalmazdı”, "Ey Musa, Firavuna gidin ve tatlı dil kullanın belki kalbi yumuşar”... dediği ilkeler bize ışık olmalı.

Hatay Arkeoloji Müzesinde bu duyguları hissettim. Çağları aşan, asırlara meydan okuyan bir medeniyetten neslin çocuklarıyız.

  1. değil bunları yapmak. Zor olsaydı Allah emretmezdi. Çünkü Rabbimiz kimseye kaldıramayacağı yükü vermez.

 

 

 

Hatay

 

Surlarla çevrili şehrin her biri,

Asi nehri ile canlı dipdiri,

Yurdumuzun eski yerleşim yeri,

Habib-i Neccar'lı il Hatay'ımız!

 

Erzin, Dörtyol, Payas, Amik ovası,

Mersin, defne, kekik, maki yuvası,

Amanos dağında ormanın hası,

Gönüllere giden yol Hatay'ımız!

 

Sadra şifa verir barajı suyu,

Horasan kentinden geliyor boyu,

Türk'tür has Yörük'tür atası soyu,

Sevgiyle açılan kol Hatay'ımız!

 

Mancılık, Darbısak, Bakras kalesi,

Sarıseki, Şalan ve Cin kulesi,

Hakkın kâinata yansıyan sesi,

Hep güzelliklerde kal Hatay'ımız!

 

Her dinden insanın barındığı kent,

İnançlı ruhların arındığı kent,

Rab himayesiyle korunduğu kent,

Barışı söyleyen dil Hatay'ımız!

 

Nergislerle süslü tarlaları var,

Kum zambakları da sahilde açar,

Huzurlar neşreder neşeler saçar,

Sözlerden ileri hal Hatay'ımız!

Yazarın Diğer Yazıları