Hayatı Düzene Sokan İlkeler

Hayat; genelde insanlara göre çok kısa. Her zaman öyle demez miyiz; “şu yalancı dünyada hiç gülmedim, hep çile çektim.” Aslında ister 50, ister 60, ister 70 veya daha fazla yaşayalım, bir türlü ölümü, ölmeyi, bu dünyadan gitmeyi istemeyiz.
Şu hususlara dikkat etmek durumundayız, daha doğrusu mecburuz; yaratıcımızı tanımak, O’nun ilkeleri doğrultusunda tavizsiz bir hayat sürmek. Acaba bunu kaç kişimiz yapıyor? Her gün, her an ve her salise Allah, varlığını haykırıyor, adeta, “ben buradayım” diyor. Bunlara dikkat ediyor muyuz? İşte bizlere iksir niteliğinde hayat ilkeleri; kulak verelim Şems-i Tebrizi’ye;
“Alah’ı tanıdığınızı iddia ediyor, fakat ona olan borcunuzu vermiyorsunuz. Bu borcu, fakir ve muhtaçlara ihsanda bulunarak ödeyin.
Kur’an-ı Kerim’i okuyorsunuz fakat hüküm ve kurallarından haberiniz yok. Okuduklarınızı uygulayın.
Şeytanın, düşmanınız olduğunu iddia ediyor, fakat ona itaat ediyorsunuz. Onun tekliflerini geri çevirin.
Kendinizi Muhammed (SAV) ümmetinden sayıyor, fakat sünnetini uygulamaya çalışmıyorsunuz.
Cennete girmek istediğinizi söylüyor, fakat ona girmek için gerekli hiçbir ameli işlemiyorsunuz.
Ateşten kurtulmak istiyor, fakat günahlarınızı ve kötü amellerinizle kendinizi durmadan ona doğru sürüklüyorsunuz.
Ölümün herkese geldiğini biliyor, fakat ona hiçbir hazırlıkta bulunmuyorsunuz.
Bütün din kardeşlerinizin kusurlarını görüyor, fakat kendi kusurlarınızı görmüyorsunuz.
Allah’tan gelen bütün nimetleri şükretmeden yiyor ve kullanıyor, fakat O’na olan minnettarlığınızı size verdiği nimetlerden muhtaçlara tasadduk ederek göstermiyorsunuz.
Ölülerinizi, aynı sonun sizin de başınıza geleceğini bile bile, ibret almadan, gömüyorsunuz.
Sahi bunlara uysak ne olur? Adam görünmek değil, adam olmak ve adam kalmak önemli. Müslüman görünmek değil, Müslüman olmak ve Müslüman kalmak önemlidir. Sanırım bizi yanıltan nokta burası.
Yüce kitabımızda; “kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın”, “emir olunduğun gibi dosdoğru ol”, “niçin yapmadığınızı söylersiniz?” uyarıları yer alır. Kur’an, bir hayat kitabı, insanı inşa eden ilahi kurallar manzumesidir! Allah’ın bütün emirleri; insan için, insanların daha mutlu, daha huzurlu, daha düzenli yaşaması içindir! Allah, kimsenin zarara girmesini, kimsenin günah bataklığında boğulmasını istemez! O, her an, her fırsatta bizi cennete göndermek, kurtarmak için çareler üretir! Mesela; “büyük günahlardan kaçındığınız zaman, küçük günahlarınızı affederim” demektedir. Sabah namazını kıldığımız zaman, öğleye kadar olan günahlarımızın silineceği, öğleyi kıldığımız zaman, ikindiye kadar olan, ikindiyi kıldığımızda, akşama, akşamı kıldığımızda, yatsıya, yatsıyı kıldığımızda sabaha kadar olan günahların silineceği müjdesi vardır. Yolda bir engeli kaldırmanın sadaka olduğu yani iyilikler getireceği belirtilmektedir! Bundan güzel bir nimet olur mu? Böylesine, kulunun iyiliğini, kurtuluşunu düşünen bir Allah’a neden inanmayayım? Neden O’nun dediklerini yerine getirmeyeyim?   


Yazarın Diğer Yazıları