Hükümet Neden Sigara Yasağı Getirdi?

Sigara yasağı ile birlikte piyasada dumansız günler başladı. Otobüs durakları, kapalı mekânlar, insanların ciğerlerinin kirli ve zararlı maddelerle doldurma günleri geride kaldı. Burada asıl mesele; insanları zehirlememektir! Sigara içenden daha çok, sigara dumanına maruz kalanlar zarar ediyor.  


Daha önceleri şehirler arası otobüslerde, trenlerde, tramvaylarda, vapurlarda, dolmuşlarda, taksilerde, özel otomobillerde.... sigara içiliyordu. Dolayısıyla sigara içmeyenler, içenlerden daha fazla etkileniyordu. Yani pasif içiciler duman altında kalıyordu. Yasak gelmeden önce duraklar, kapalı mekânlar, o kadar duman içinde kalıyordu ki, insanlar birbirini göremeyecek durumda idiler. Bu, konunun bir yönü, asıl yönü; sağlıkla ilgili. Sigara; hem ekonomik yönden, hem psikolojik yönden ve hem de tıbbi yönden birçok zararları beraberinde getiriyor. Bütün doktorlar sigaranın içinde birçok zehir olduğunu, fare zehirinin bile bulunduğunu, kimseye sigara içmeyi önermedikleri bellidir. Ekonomik yönden zararı ise, ailenin nafakası zehire veriliyor, eve bir ekmek almak yerine sigara tercih ediliyor, yani ailenin hakkı olan harcama, lüzumsuz yere sarf ediliyor ve israf yapılıyor. Dumanını yel alır, parasını el alır, zehiri sana kalır..Tıbbi açıdan bakılırsa; sigara içenlerde; sinir, akciğer rahatsızlıkları, ağız kokusu, dişlerde sararma, diş çürümeleri, kalp krizleri... ve bir çok gizli hastalık kendini gösteriyor.
Hükümetin çıkardığı, sigara içme yasağı, insanlarımızın sağlığını düşünmesi açısından son derece olumlu ve yerinde bir karardır.
Yasağın başladığı gün, yapılan bire bir görüşmelerde milletin çoğu- ki sigara içenler başta- bu kararın yerinde olduğu, böylece sigara bırakmak için bir vesile teşkil ettiğini, çevrenin kirlenmeyeceğini, havanın kirlenmeyeceğini... belirterek olumlu cevaplar veriyorlardı.


Günümüzde sigaranın zararları herkes tarafından bilinmekte, Dünya Sağlık Örgütünün istatistiklerine göre 'sigara içmek' dünya çapında bir problem olmakla birlikte tahmini 3 yetişkinden biri sigara kullanmaktadır. Bu istatistiğe göre 1,2 milyar kişinin sigara kullandığı ortaya çıkmaktadır. Dünya Sağlık Örgütünün yaptığı açıklamaya göre birçok ülkede akciğer kanseri görülmektedir ve bu hastalık sigaranın sebep olduğu ölümcül sonuçlardan sadece biridir.
Sigara içen kişiler kendilerine zarar verdikleri gibi çevrelerinde bulunan kişilere de zarar verir. Bunlara pasif içici denir. Sigaranın vücuttaki tüm doku ve organlara sayılamayacak kadar çok zararı vardır.
 Öncelikle sigaranın en büyük zararını %10-15 kilo eksikliği ve zeka geriliği ile anne karnındaki bebek görür.
Tütün içinde bulunan Karbon monoksit, Nikotin, Katran gibi zararlı maddeler akciğer kanseri başta olmak üzere, solunum sistemi hastalıklarından olan bronşit ve amfizeme gibi hastalıklara neden olur. İçilen her sigara kansere bir adım daha yaklaştırır. Sigara içenlerde akciğerlerin doğal savunma sistemi bozulur ve buda enfeksiyon kapma riskini artırır.


 Sigarada bulunan Karbon monoksitin kandaki oksijeni yok etmesiyle damarlarda kolestrol depolanır ve bunun neticesinde kalp krizi riski artar.
Yemek borusu ve midede ülser, kanama ve kanser oluşumu artar. Pankreas kanseri riski fazlalaşır. Sigara içen erkeklerin içmeyenlere oranla daha fazla mesane kanserine yakalandıkları görülmektedir.


 Sigara içenlerin ellerinde ve parmaklarında sararmalar ve tırnaklarında kırılmalar görülmektedir.
 Sigara kol ve bacak damarlarında çeşitli hastalıklara neden olur. Özellikle, damarlardaki tıkanıklık nedeniyle ancak organların kesilmesiyle tedavi edilebilen(Burger) hastalığı oluşur.
 Ağız kokusu, diş ve diş eti hastalıkları, diş kaybı ve tat alma duyusunda bozulmalar görülür.
 Beyin hücrelerinin ölümüne ve hafıza zayıflığına(Alzheimer) sebep olur.
 Koku alma duygusu azalır.


Sigara içen bayanlarda rahim ve yumurtalık kısırlığı, erken menopoz ve rahim kanseri gibi tehlikeler görülür.
Gözlerde katarakt yada körlük meydana gelebilir.
 Vücutta yorgunluk, ruhsal gerilim, aşırı stres ve uykusuzluk görülür.
 Cinsel organlarda iktidarsızlık, ereksiyonda azalma ve döllenme yetersizliği meydana gelir.
 Vücuttaki insülin salgılama yeteneğini azaltarak şeker hastalığına sebep olur.
 Sigara, deri yapısının bozulmasına ve kırışıklıklara yol açar. Bunun yanında sigara içenlerin yaraları çok daha zor iyileşir. Bazen ameliyat sonrası yaraların iyileşmediği görülür.


 Sigara bağımlılarında kronik baş ağrılarına rastlanır.
Bu bilinen gerçekleri göz önünde tutarak daha duyarlı olmaya çalışmalıyız. Yeni nesle iyi örnek olup eğiterek onları büyük bir problem haline gelen bu ölümcül alışkanlıktan korumalıyız.
Şimdi kim bu yasağı savunabilir? Kim; “kardeşim kim ne karışır benim özgürlüğüme? Bu, özgürlük kısıtlamasıdır!...” diyebilir? “kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın” ilkesine itibar etmek hepimize düşen bir görevdir.


Yazarın Diğer Yazıları