SAĞLIKTA NELER OLUYOR?
ZEHİRLİ MANTAR: LEMAN DERGİSİ
LEMAN DERGİSİNE
Omurgasız şımarıklar
KANAYAN YARAMIZ KERBELA VE AŞÛRE GÜNÜ
Dolar uluslararası ödemeler sisteminde güvenilmez bir para birimi haline gelmiştir
Konya’nın Dün Kimyon, Bugün Lavanta Kokan Tarım Hikâyesi
UNUT
Postmodern Dönemin Müslümanlara Sunduğu Fırsatlar
Dijital Çıplaklık
BASIN DİLİ
İSRAİL İRAN ÇATIŞMASINA DAİR BİRKAÇ SÖZ
Nisan Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
Oyun Kaliteli Galibiyet Güzel
REZİLLİK DİZ BOYU
İnsanda nefs ve ruh olarak iki zıt kutup mevcuttur. Sufi gelenekte hakikat bilgisini elde ederek kötülüklerden uzaklaşılabilinir. Çalışmayla, gayretle Kur'an-ı Kerim'in ifade ettiği hakikate ulaşmak mümkündür.
Konya Büyükşehir Belediyesi ile Selçuk Üniversitesi Mevlâna Araştırmaları Enstitüsünün ortaklaşa düzenlediği Yaşayan Konya Hafızası İkindi Sohbetlerinde bu hafta Selçuk Üniversitesi İslamî İlimler Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü Tasavvuf Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Işıtan tarafından "Mevlâna ve Barış” konulu bir konferans verildi.
Doç. Dr. İbrahim Işıtan'ın dilinden Tasavvufi davranış;
İnsanoğlu, zihni olarak elde ettiği bilgiler yetersiz kalınca yeni arayışlar içinde kalır.
Uygulama marifete dönüşememişse bilgi kişide hazımsızlık yapar.
Yeryüzünde barışı sağlama problemi Hz. Adem'in çocuklarıyla başlamıştır.
Yeryüzünde barışın sağlanmasını engelleyen İnsanın nefsânî arzu ve istekleridir.
Kalp ne tarafa dönerse onun şeklini alır.
Tasavvufileşme dünya nimetlerine meyletmemektir.
Sûfî gelenek, bireysel bazda barışın sağlanması için müşahede yöntemiyle elde edilen Hakikat Bilgisini gerekli görür.
Her türlü dünyevî ve uhrevî çıkarlardan uzak bir zühd anlayışı bireysel ve sosyal barışın kaynağıdır.
Mevlana, barışı sağlamak için şu ilkelere dikkat edilmesini ister:
Barışı sağlamanın yollarından biri; "fakr makamını yaşamak”tır. Mal ve saltanatı gönlünden kovduğu için Süleyman kendisini miskin diye adlandırır. Havayla dolu, ağzı kapalı testi, büyük suyun üstünde gider. Dervişlik havası içte olunca insan dünya suyu üstünde kalır. Bu dünyanın bütün mülkü onun olsa da, onun gönül gözünde mülk bir şey değildir. Öyleyse gönül ağzını bağla ve mühürlenmesini iste. Rum kayzerinden Medine'deki Hz.Ömer'e gelen elçi halifenin sarayını sorduğunda şöhretten uzak dervişler gibi bir kulübede kendisini bulur.
Bir başka barış yolu; vahdet makamında bulunmaktır. Aynı dili kullanmak, akrabalık ve bağlılıktır. İnsan, yakın olmayanlarla bir arada tutsak gibidir. Gönüldaşlık, dildaşlıktan daha iyidir.
Günümüzde Müslümanların siyasal birliği olmadığı için Batı, Ortadoğu'da Selefi akımları kullanarak bölgeyi cehenneme çevirmiştir…
O dönemde Mevlana bu güzellikleri söylemiş ve uygulamıştır. Günümüzde neden olmasın? Bugün; bir, Mevlana, bir, Yunus, bir, Hacı Bektaş, bir, İbni Arabi, bir, Sadreddin Konevi… gibi ilimde, dini uygulamada, insanların gönlüne girmede zirveye çıkmak mümkün olamaz mı?
LEMAN DERGİSİNE
AH SAMİMİYET!
HICRETİ ANLAYABİLMEK
ATEŞ KES MUAMMASI!
BU KAVGA NEREYE KADAR?
40 YIL, 40 DAVA
BU SAVAŞ, SADECE İRAN VE İSRAİL SAVAŞI MI?
YAŞLANIYOR MUYUZ? YOKSA ZAMAN MI BİTİYOR?
KENDİMİZ OLALIM!
KAFALARDAKİ PUTLAR!