İMZALI KİTAPLAR VE GECİKEN TANITIMLAR

 

Kitap Fuarlarında, Kitap İmza günlerinde yazarları tarafından imzalanıp bendenize armağan edilen kıymetli kitaplar var elimde. Uzun zamandır bu kitapların tanıtımını yapamamıştım. Evet, geç oldu. Ama elimde o kadar çok doküman, o kadar yüklü tarihi, edebi bilgiler var ki kitap tanıtımına fırsat kalmıyor. Okuduğum, gerekli yerlerini not aldığım, ilerleyen zamanda kitaplaşması gereken hususların bir an önce köşemde işlenmesi, okurlarımla paylaşılması gerektiğine inandığım için, kitap tanıtımları gecikti.

Zaman bu zamanmış dedim ve elimdeki bilgileri erteleyip, yazarlarıma ayıp olmasın diye bugünü kitap tanıtımına ayırdım.

Seydişehir Belediyesi'nin tertip ettiği Seydişehir Kitap Günlerine katılmıştım 09 Mayıs 2022 tarihinde. Kitaplarımı imzalama esnasında stantda kıymetli bir gönül dostuyla tanıştım. Muhtelif ehirlerde edebiyat Öğretmenliği yapmış, halen Seydişehir'de bir lisede öğretmenliğine devam ediyor.

Kitabın adını ilginç buldum; "GÖÇ”. Kitabın içeriğine girmeden önce bu isim bende şunları çağrıştırdı;

Hayatın bir göç olduğu, her doğanın bu göç kervanına katıldığı, göç kervanına katılmamanın mümkün olmadığı…bu ifademi, kitabın 111. Sayfasındaki Mağara hikayesi teyit ediyor. Şöyle ki;

"Yolculuk aslında insanın kendini aramasıyla başlar. Eksik kalmış bir parçayı bulup tamamlama çabasıdır. Ne kadar yamasanız da bir yeri delik kalan bohçadır insan. Kimimiz kendini bulmak için uzak ülkelerin yabancı köelerine kadar gideriz. Günlerce, haftalarca kayboluruz bu arayış için. Her zaman bu kadar ırağa gitme şansımız olmaz, geçmişimiz bırakmaz bizi. Şehrin bir köşesinde gizeme açılan kapının eşiğinde kalırız. Balkondan yıldızlara bakıp, iç çeken bir ruhu koynumuza alıp uykuya dalarız.

Doğanın binbir türlü eşsiz güzelliği alıp götürür bizi. Kalabalıklardan ne kadar kaçmışsak, o kadar kendimiz olmuşuzdur, bu bakir doğada. Baharda kelebekler hayatın kıymetini hatırlatır. Karıncalar, Ağustos Böcekleri, hiç bilmediğimiz hikâyeler de söyler. Eğilin kulak verin; kayayı çatlatıp çıkan şu ladin, bu toprak bize usulca bir şeyler fısıldıyor….”

 

………………………………….

 

"Hastane Odası” derseniz hayatın kendisi. Kitabın ismi olan "Göç” sözüne tam anlamıyla uymakta. Baktığımız zaman şunları görüyoruz;

"Yıllardır teşhisi konulamamış bir hastalığın pençesinde kıvranıyorum. İki gün evde, bir gün hastanedeyim. Sebebi bulunamayan bir dert. Sıralanan bahaneler. Vücut direncimin düşüklüğü, astımın doğurduğu akciğer sorunları, sürekli geçirdiğim ataklar…”

 

………………………………

 

 

 

Gönlüne sağlık kıymetli Mustafa Dinç.

 

Kitaplar!

 

Kültür dermanımız kitaplar şifa,

"Oku” fermanımız hitaplar şifa!

 

Oku sayfalarını pasaj pasaj,

Her cümle ibretli her satır mesaj!

 

Tefekkürle gider beyindeki kir,

Kitapla bulunur aydınlık fikir!

 

Cehil çukurundan çeker çıkarır,

Okuyan nesiller irfana varır!

 

Zulme meydan okur özü okuyan,

Hakkın gönderdiği sözü okuyan!

 

Âlem başkalaşır Rabbin sözüyle,

Miraç eder beyin vahyin hızıyla!

 

Fikirler yayılır cana serapa,

Rahmetler misali yağar türaba!

 

Kitapla değişir tüm efkârımız,

Düşünenlerdedir bütün kârımız!

 

 

Yazarlarımız!

Aklını kullanır, fikir üretir,

İrfanla hallanır, ilim öğretir,

İlahi mesajla, beyin terletir,

Gönüllere girer, yazarlarımız!

 

Halkın ta kendisi, ilmi tarayan,

Dertliye çaredir, derman arayan,

Barışa aşıktır, kardeşçe yanan,

Muhabbetler örer, yazarlarımız!

 

Kitabı dost bilir, halka ulaşır,

Düşünceleriyle, Hakka ulaşır,

Tevazu sergiler, Rabba ulaşır,

Hakikati arar, yazarlarımız!

 

 

 

 

Kırmaz kırılmaz hiç, sevgiyle bakar,

Hoş görülüdür hep, canlara akar,

Kibri ve riyayı, kökünden yakar,

Hatırları sorar, yazarlarımız!

 

Deniz kadar derin, yürekleri var,

Kalem tutan eli, bilekleri var,

Rahmana duada, dilekleri var,

Dostlukları kurar, yazarlarımız!

 

Annedir babadır, evlattır, eştir,

O akrandır dosttur, hep arkadaştır,

Mananın sultanı, can vatandaştır,

Öfkeleri kırar, yazarlarımız! (26 EKİM 2022)

 

 


Yazarın Diğer Yazıları