KERBELA UNUTULMASIN!

Bağdat'ın yaklaşık 100 km. güneybatısında yer alan Kerbelâ'nın İslâm tarihindeki şöhreti, Hz. Hüseyin ile ailesi fertlerinin 10 Muharrem 61 (10 Ekim 680) tarihinde Emevîler'ce şehid edildikleri yer olması ve kabirlerinin burada bulunmasından kaynaklanmaktadır.

Hz. Hüseyin ile beraberindeki yetmiş kadar muharibin şehid edilmelerinden ve Emevî ordusunun onun kesik başıyla esir alınan haremi mensuplarını Dımaşk'a götürmek üzere yola çıkmasından sonra açıkta bırakılan şehid cesetleri, Benî Esed mensubu Gādiriye köylüleri tarafından Hâir denilen yerde toprağa verildi. Hz. Hüseyin'in başının ise Halife I. Yezîd'e sunulduktan sonra nereye gömüldüğü bilinmemektedir.

Irak'ın Kufe kenti yakınlarındaki Kerbela Çölü'nde 10 Ekim 680'de Emevi Devleti'nin 2'nci halifesi Yezid bin Muaviye tarafından Hazreti Hüseyin ve ehlibeytin şehit edilmesi, İslam tarihinde asırlardır dinmeyen bir acı olarak yer aldı.

Emevi Devleti'nin ilk halifesi Muaviye bin Ebu Süfyan'ın ölümünden sonra yerine geçen oğlu Yezid'in Hazreti Hüseyin'in kendisine biat etmesini istemesi nedeniyle yaşanan üzücü hadiseler, Hazreti Muhammed'i ve onun ehlibeytini seven müminleri derinden yaraladı.

Hazreti Hüseyin ve beraberindekilerin muharrem ayının onuncu günü olan "Aşure Günü"nde şehit edilmeleri nedeniyle bugün, "matem günü" olarak görülüyor.

Kerbela Olayı ile İslam dünyasında mezhep ayrılığı derinleşti. Olayın ardından Sünni-Şii çatışması ortaya çıktı ve Şia hareketi doğdu. Bu olaydan sonra bazı Şia mezhebindeki Müslümanlar, Emevilerin ve dört halifenin (Hz. Ali hariç) hilafetine karşı çıkarak hilafet makamının yalnızca Hz. Ali soyundan gelenlere ait olduğunu savundular. Onlara göre, Hz. Muhammed ölmeden önce, kendisinden sonra yerine geçecek kişinin ismini yazmak üzere kalem kâğıt istemişti. Fakat Peygamberin bu isteği yerine getirilmedi. Eğer Hz. Peygamber'in isteği yerine getirilseydi Peygamber, kâğıda Hz. Ali'nin ismini yazacaktı ve halife Hz. Ali olacaktı. Şia'nın dayandığı görüş buradan gelmektedir. Bugün dahi izleri süren Sünni-Şii taraflarının birleştiği ortak noktalarından biri ise, Kerbela Olayı'nı hüzünle hatırlamak olmuştur. Günümüzde Hz. Hüseyin'in şehit edildiği tarih, Muharrem ayının 10. günü (Aşure Günü)'dür. Bu tarih, Sünni Müslümanlar tarafından sessiz bir şekilde anılırken, Şii ve Alevîler tarafından törenlerle anılmaktadır.

Görüldüğü gibi, kerbela ve benzeri olayların altında siyasi mülahazalar yatmaktadır. Düşünce farklılıkları, değişik anlayışlar, kavgaya, savaşa, kaosa, teröre vesile olmamalı. İslamî anlayışta "küfür ve şirk” öldürme sebebi olamaz. Ancak müşrikler ve kafirler; İslam'a davet edilir. "Emr-i bi'l ma'ruf, nehy-i a'ni'l münker” şuuruyla ve tatlı dil kullanarak, gönüllere girercesine anlatarak tebliğ yapılır. Ne zaman kavga yapılır? Ne zaman savaşa tevessül edilir? Karşı taraf; sana saldırır, senin inanç ve hayat özgürlüğünü kısıtlar, yaşama hakkını elinden alırsa. Hz. Peygamberimizin hayatı bu konuda bize iyi bir örnektir.

  1. Taliban hareketini de bu şekilde ele almak gerekir. Hemen ilk başta sosyal medyanın kışkırtmasına kanarak ortalığı birbirine katmanın anlamı yok. Beyanatlara bakılacak, yapılanlarla söylenenlerin birbirine uyup uymadığı gözlenecek. Şunu da unutmayalım, "bir fasık haber getirdiği zaman onu iyi araştırın” ilkesine uymak zorundayız. Değilse birbirimizin boynunu vurmuş oluruz ki kerbalaları yaşatmış, kabuk bağlayan yarayı kanatmış oluruz.

Kerbela!

Durmadan kanıyor, kapanmaz ara,

Her an tatlı olsun, acı Kerbela,

Yürekler yanıyor, onulmaz yara,

Tatlarla dolsun hep, acı Kerbela!

 

Seyrediliyoruz, aymazcasına,

Allah'la aldandık, saymazcasına,

Canımız yanıyor, kıymazcasına,

Şetaretle gülsün, acı Kerbela!

 

Yaşlar içindeyiz ne bu âhımız?

Lime lime olduk, çok günahımız,

Bunun için kahrediyor helakımız,

Dostluklarla gelsin, acı Kerbela!

 

Nebi hanesine, silah çekildi,

Hasan ve Hüseyin, içten yıkıldı,

İnsanlar dertlendi, kalpten yakıldı,

Huzurlarla kalsın, acı Kerbela!

 

Vicdanlar ölüyor, imanlar rafta,

Yezit ruhlularla, mümin bir safta,

Kur'anî bakışlar, hepsi de lafta,

Birliğimiz bulsun, acı Kerbela!

Yazarın Diğer Yazıları