KUR’AN AHLAKINA SAHİP MİYİZ?

"Doğrudan Kur'an'dan alarak ilhamı,
Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâm'ı” (M. Akif Ersoy)

Kur'an; sakınanlar ve arınanlar için bir yol göstericidir.

Kur'an'ın; "belhum adal” dediği; "hayvanlardan daha aşağı” duruma düşmemek, Kur'an'la yaşamakla mümkündür.

Kur'an'la yaşamak, aynı zamanda Kur'an'la İletişim kurmaktır.

Mümin şahsiyet; Kur'an'la iletişim içine girer. Bu, her Ramazan ayında "hatim yarışı”na girerek, el alem; "ne çok hatim yapmış, ne kadar iyi okuyor”, "Elhamdülillah, bu sene de 5. 6. 7…umremizi yerine getirdik” diye iftihar vesilesi yapmakla olmaz. Kur'an'ı, yükseklere koyarak, gelin ve damatların odalarında süs olsun diye nakışlı kaplarda saklamakla şahsiyet elde edemeyiz.

Mümin; aynı zamanda ve her şeyden önce Allah'la iletişim kuran, Kur'an okudukça, Allah'la konuştuğunu bilen insandır. Allah'la konuştuğunu bilen, Allah'ın her zaman denetlediği, gördüğü, bildiği, duyduğu…şuurunda olan, kesinlikle yanlış iş yapmaz, aldatmaya gitmez, gidemez.

Kur'an'la iletişime geçen; hurafelerden, akıl ve düşünceye aykırı davranışlardan, ilme ters tutumlardan uzak kalan, Kur'an'ca iletişimi hayat iksiri olarak gören, barışı, kardeşliği, diğer dinlerden olanlara karşı hoşgörüyü, insan sevgisini, adaleti, eşitliği, "veren el” olmayı, "bugün Allah için ne yaptın?” anlayışına ilgisiz kalamayan kimsedir.

 

Kur'an bizden, aksiyoner olmamızı, tembellikten, mıymıntılıktan, bana necilikten, beni ilgilendirmez tavırlarından, aymazlıktan, vurdumduymazlıktan, kendine Müslüman olmaktan, sadece kendi çıkarını düşünmekten… kurtulmamızı ister. Başkasının aklıyla değil, kendi aklımızı kullanmayı, başkasının düşünmesi değil kendimizin düşünmesini, başkasının inanması değil kendimizin inanmasını, şeyhlerin, hocaların, hacıların, üstatların, müftülerin, imamların… aklıyla değil, onların dedikleri değil, Kur'an'ın dediği, Allah'ın buyurduğu istikamette ve de kendi aklımızı da devreye sokarak yaşamak en doğru ve en ideal olanıdır.

Kur'an, emanet akıl istemez. Kendi aklımızın, kendi irademizin, kendi düşüncemizin, kendi fikirlerimizin devreye sokulmasından yanadır. Onun için şöyle denir; "sağ gözün sol göze faydası yoktur”, "insan yalnız doğar, yalnız sıkıntı çeker ve yalnız ölür.”

Mümin, Kişilik sahibidir. Kurandan yolu geçmeyen veya ruhu, gönlü Kur'an'la sulanmayan insanlar; fedakârlık, vefakârlık, sorumluluk, elini taş altına koyma bilincinden uzaktır.

Kur'an'ı hayatımızın mihveri yapmak zorundayız. Kur'an'ı hayat mihveri yapmayan insanlar empati kuramaz, "Salih amel” içinde olamaz, "emir olunduğun gibi dosdoğru ol” anlayışını idrak edemez. Kur'an'ca iletişime şaşı bakanlar; "niçin yapmadığınızı söylersiniz?”, "ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol” ruhundan habersizdir.

Temiz toplumun anahtarı; Kur'an'ca yaşamakta yani Kur'an'la iletişimdedir. Çünkü bu ruhla iletişime girenler; ticarette hile yapamaz, müşterisine bozuk ve hileli mal veremez, yaya kaldırımlara mal koyup yayaların geçmesine engel olamaz. Teraziyi hileli tutamaz. Faizle alışverişin "haram” olduğu şuuru içindedir. Borçlandığı zaman; yazılı hale getirir ve şahitlendirir.

 

Kur'an

 

Dersler verir her pasajla,

Sadra şifa şafi Kur'an,

İbret dolu tüm mesajla,

Arayana kafi Kur'an!

 

Ayetler oya misali,

Ruha işler bütün hali,

Yoktur onun hiç emsali,

Şüphesizdir safi Kur'an!

 

İnşa eder Hak yolunda,

Huzur verir dost dilinde,

Sevgi ile her kulunda,

Muhabbeti vafi Kur'an!

 

Nur dağından gelen nefes,

Yankılanır ilahi ses,

Hakikati bulur herkes,

Öz anlatır sahi Kur'an!

 

Işık yakar her sözüyle,

Huzur verir aşk özüyle,

Âşıklarda meşk gözüyle,

İsteyene ahi Kur'an! (25 AĞUSTOS 2023)


Yazarın Diğer Yazıları