Kütüphaneler Haftası Sona Erdi

Kütüphaneler haftası, dolu dolu geçti! Bir hafta boyunca çeşitli kültürel etkinliklere şahit olduk. Bendenizi en çok etkileyen; “en çok kitap okuyan çocuklar” oldu. Çeşitli hediyelerin verildiği bu manzara görülmeye değerdi!
Bu minik öğrencileri görünce aklıma, küçüklüğümüzde kütüphaneye gidip, çeşitli kitapları kütüphane memurundan isteyip, koltuğa kurulup akşama kadar okuduğum kitaplar geldi! En çok da; Ömer Seyfettin, Reşat Nuri Güntekin, Feyami Safa, Mehmet Akif Ersoy, Arif Nihat Asya, Necip Fazıl Kısakürek… v.b. okurdum. O zaman kütüphane, bugün devlet Tiyatro binasının olduğu yerdeydi. Kütüphane epey dolardı. Kimisi ders çalışır, kimisi çeşitli fikri ve felsefi kitap okurdu! Kütüphaneye okumak, araştırmak, ders çalışmak için gelenler; giriş kapısındaki görevliye kimliğini verir, görevliden bir numara alırdı. O zaman kütüphaneler, açık raf sisteminde değildi. Kitap isteyen kişi, kitapların kayıtlı olduğu dolaplara gider, ya yazar adıyla, ya kitap adıyla kitabı bulur, dolapların önünde ve üstünde olan fişlere; kitabın numarası, yazarın adı ve ismini yazarak kütüphane memuruna, elindeki numarayla birlikte verirdi. İlgili memur, içerdeki kitap deposundan istenen kitabı araştırır, eğer o kitap okuyucuya verilmişse bir başka kitap alması için okura hatırlatırdı. Kitabı aldıktan sonra boş olan koltuklardan birisine oturup, okumaya başlanırdı. Şayet mevsim kış ise, kütüphanedeki okur sayısı da fazla olurdu. Çünkü o dönemde evlerimizde kalorifer, doğalgaz yoktu. Hem ısınmak, hem de bir şeyler öğrenmek için kütüphaneler doldurulurdu!
Aınt’tan sonra Mevlana önüne geldi kütüphane. Burada uzun yıllar hizmet gördü. Burada bir yeniliğe imza atıldı. İsteyen okur, istediği kitabın, istediği bölümlerini fotokopi yaparak çalışma yapardı. Dolayısıyla ödev yapan öğrencilere, araştırmacılara bir kolaylık getirilmiş oldu. Bir süre sonra da halkın yararlanması için internet odası da eklendi! Hem öğrenciler, hem de vatandaş, interneti kullanıyor. Eski kapalı depo sistemi gitmiş, yerine açık raf sistemi gelmişti. Okunacak, araştırılacak kitap, ilgili memurun önündeki bilgisayardan bulunuyor, hangi rafta, hangi numarada olduğu öğreniliyor ve oraya gidip raftan alınıyor. Bu sistem, eskiye göre daha rahat, daha kolay ve okur için daha özgür bir ortam oluşturuyor! Dolayısıyla okur; bir kitabı araştırırken, gözüne bir başkası çarpıyor, onu alıyor, bir başkası dikkatini çekiyor… onu da alıyor! Böylece tek bir kitaptan değil de, daha çeşitli kitaplardan yararlanma şansına sahip oluyor!
Konya İl Halk Kütüphanesi, şu an Kültürpark – eski Konya Fuarı-içinde faaliyet yapıyor. Belediye ve Kültür Bakanlığı ile birlikte yaptırılıp, halkın hizmetine sunulmuştur. Bu mekan, daha öncekine göre daha aydınlık, daha rahat, daha çağdaş! Okur sayısında gözle görülür bir artış var. Yer bulmakta zorlanıyor insan. Burada da, internet ağı, açık raf sistemi mevcut. Kütüphaneyi değişik kılan en önemli husus; her hafta veya sık sık konferansların yapılması, panellere ev sahipliği yapmasıdır! Kütüphane müdürü, bu hususta canını dişine takan bir arkadaş! Personeliyle iyi bir diyalog kuruyor, herkesle iyi geçiniyor! Zaten yöneticilikte önemli bir faktördür, “personelle diyalog kurmak”.
Burada bir hususu belirtmek istiyorum; Konya kültür başkenti! Yılardır böyle. Ama kültürel etkinlikler yetersiz. Mesela; Mevlana Haftasında, Kutlu doğum haftasında, Kütüphane haftasında bir hafta sürecek şekilde kitap fuarları, imza günleri ve söyleşilerin tertip edilmesi, gerçi kütüphane haftasında il halk kütüphanesinin imza günü etkinliği var, yazarlar birliğiyle birlikte yalnız yeterli değil. Bir hafta boyu sürmeli, ayrıca, konferanslar, paneller, söyleşilere yer verilmelidir.


Yazarın Diğer Yazıları