“LA”DAN, “İLLA”YA

 

 

Hayat; "la”lardan, "illa”ya yükselişe zemin hazırlar. Bezm-i elest aktinde "illa”ya uruç vardır. Peygamberlerin davası "La”dan, "illa”ya hicret davasıdır. Bu açıdan bakınca her insanın hayatı hicrete yöneliktir; "La” yalanından, "illa” gerçeğine. Hicret ve Fetih, insanı kamil insanlığa terfi ettirir.

Ahmet Taşgetiren, Altınoluk Dergisi, 2010 - Eylül, Sayı: 295, Sayfa: 003'deki makalesinde şöyle der;

"Kur'an, İslam'ın en temel inanç umdesinde bize bu zihni disiplini kazandırır. Lâ”, zihni tüm olmazlardan ayıklama eylemidir. Ve "İllâ” ayıklanan ve pirü pak hale gelen zihin zeminini, en temel gerçeği dikme eylemidir. "Lâ” ile "İllâ”, zihinde belli merhalelerde var olması gereken duraklardır. Hep "Lâ” ile gidemezsiniz. Hep "Lâ” ile gitmek her şeyi yoksamaktır. "Lâ”dan "illâ”ya vardığında zihin, gerçek itmi'nana erer.

"Lâ” ile "İllâ”nın, en yakın ve en net kullanımını, kelime-i tevhidde buluruz.

-Lâ ilâhe illallah. "Lâ” ve "İllâ”nın bu kadar müessir kullanılabildiği başka bir yer var mıdır, bilinmez. "Lâ”nın bu kadar yok sayıcı bir hüviyet kazandığı, "İllâ”nın da bu kadar büyük bir varlık ikrarını seslendirdiği, ve kullanılışında bu kadar hayati nitelik kazandığı başka bir yer var mı, bilinmez.

"Lâ ilâhe”de, "İlah yoktur” diyorsunuz. Bu çok ağır bir hüküm. Burada kalınamaz. "Lâ”yı buradaki rolüyle kalıcı kıldığınızda, zihin dünyanız çöküşe gider. "İlahsız” bir dünya idraki imkânsızdır.

Ama "Allah”ın varlığını ve tekliğini, başka hiçbir ihtimale imkan vermeyecek bir netlikte, berraklıkta ortaya koymak için de önce "külli bir yoksama”, ama ardından en net biçimde bir "varlık ikrarı” gelmiştir. Varlığın ikrarını en kararlı niteliğe kavuşturmak için külli yoksama bir zihni vasıta olarak devreye sokulmuştur. Kelime-i Tevhiddeki asıl vurgu "illâ” üzerinedir. "İlahın yokluğu”, "Ancak Allah'ın var olduğu”nu ifade için söylenmiştir. Onun için belki doğru anlamı, Türkçede biraz sakil görünse de "Başka ilah yoktur, ancak Allah vardır” şeklinde ifade etmek gerekmektedir. Onun için zikirlerde ya "Lâilâhe illallah” tarzında bütün kelime-i tevhidin tekrarı yapılır ya da "İlalllah” tarzında sadece ikinci kısmın tekrarı, ama mesela sadece birinci kısımla, yani "Lâ ilâhe” diyerek asla zikir yapılamaz.”

………………………..

Az Bulunuyor!

 

Gezsen kâinatı bulurum diye,

Ruhu temiz duran az bulunuyor,

Sohbetle derdini alırım diye,

Gönüllere giren az bulunuyor!

 

Hakka ibadettir halka hizmetler,

Kur'an içindeki nice hikmetler,

Allah'ın lütfudur güzel nimetler,

Gerçekleri gören az bulunuyor!

 

Kılık ve kıyafet adam etmiyor,

Şölen ve ziyafet lezzet katmıyor,

Maskeli tavırlar özde tutmuyor,

Sevdiğini saran az bulunuyor!

 

Rab'tan uzak kalan tefekkür bilmez,

Bu Dünya'ya dalan tezekkür bilmez,

Kula nankör olan teşekkür bilmez,

Kalbi Hakka varan az bulunuyor!

 

Leyla'sını bulan Mecnunu bilir,

Hakka gönül veren mahbubu bulur,

Şer nefsini bilen Rabbiyle olur,

Hakikate eren az bulunuyor!

 

Bir Allah Var!

Akan suyun zerresinde,

Hayat veren bir Allah var,
Şu dağların zirvesinde,
Hakkı yazan bir Allah var!

 

Ağaçların yaprağında,
Dünyaların toprağında,
Caddesinde sapağında,
Desen çizen bir Allah var!

 

Her gün her an heyecanla,
"Ya hu” diyen her bir canla,
Zikir eden tüm cananla,
Dertler çözen bir Allah var!

 

 

 

 

 

Dilârânın kelamında,
Dilrubânın selamında,
Muhabbetin meramında,
Dostça gezen bir Allah var!

 

Yiğitlerde tüm erlerde,
Sabah vakti seherlerde,
Hasret dolu bu yerlerde,
Kulu sezen bir Allah var!

 

Ayet ayet surelerde,
Zaman zaman sürelerde,
Gezdiğimiz yörelerde,
Gönle sızan bir Allah var! (10 KASIM 2022)

 


Yazarın Diğer Yazıları