Pulluk Ustalığından, Şairliğe!

 Konya’da ilk defa pulluk üretimiyle tarım makinaları sektörünü Türkiye’ye tanıtan Pullukçu Veysel Usta, Konya Aydınlar Ocağı’nda vefatının 22’inci yıldönümünde ilk defa anıldı.
Akademik tahsili olmayan Pullukçu Veysel’in aruz ölçüsüyle 49 gazel, 98 şarkı, 241 rûbaî ve Hz. Mevlâna’nın Mesnevî-i Şerîfini 10 farklı bakış açısıyla hatmederek 1 Mesnevi Şerhi, hece ölçüsüyle 24 gazel, 4 semâ âyini, 29 şiir yazmıştır. Veysel Öksüz, aruzu günlük hayatında çok rahat konuştuğu gibi kullanıyordu. Pullukçu Veysel Usta dost meclislerine devam ederek yetişti. Yani mektepli değil, alaylıydı.
 Hüseyin Öksüz, Babasını “Mesnevi dostu, Edebiyata ve tasavvufa merak sardıktan sonra Bostan ve Gülistan ile Mesnevi’yi devamlı okurdu. Babam çok ince düşüncelere sahip bir yapısı vardı. Yanında bir şey sormadan konuşamazdık. Babamın şiirleri, udî ve bestekâr Cinuçen Tanrıkorur tarafından bestelendi ve Fevzi Özçimi tarafından keşfedilerek okundu”  diyerek anlattı.
“Dert istiyorum sanma ki derman ararım ben” adlı şarkısı ise Alâaddin Yavaşça’nın sesinden dinleyicilerle paylaşıldı. Öksüz, babasının mezar taşında dört satırlık şiirinin son satırının “İdraki olan dostuna İman götürür” yazılı olduğunu ifade etti. Diş hekimi olan diğer oğlu İsmail Öksüz de, “Babam çok cömert bir insandı. Aynı zamanda dürüst ve doğru bir insandı. Bir trafik kazasında mahkemeye şahit olarak çağrıldı. Arkadaşı taksiyi sürmesine rağmen “Yağmurlu bir gündü. Camdan önümüzü göremez olduk. At arabasına biz çarptık” şeklinde ifade vererek dürüst olduğunu orada da gösterdi” dedi.
Veysel Öksüz’ün şiirleri, Hayati İnanç’ın sesinde bir başka anlam kazanıyor! 21 Nisan günü, Selçuklu Belediyesi’nin organize ettiği programda doyulmaz anların yaşanmasına vesile olundu! İşte Veysel Öksüz’ün şiirlerinden ikisi;
Fayda Yok
Ey Gönül! Bülbül değilsen, gülistandan fayda yok,
Aşkı rehber eyle, aşksız bir cihandan fayda yok.
Aşkı; defterden, kitaptan bellemek mümkün değil,
Yâre kurban olmayan, âvâre candan fayda yok.
Benliğindir, kılmayan sûzî-i hicrandan halâs,
Bir ömürdür ettiğin, âhtan, figandan fayda yok.
Sevmeye Geldik
Harâb olup gidecektir, bu et, kemik ve deri,
Esas vatan mı sanırsın, acep gönül bu yeri?
Hayatta zevki düşündün, düşünmedin ölümü,
Geçen zaman ele girmez, giden gelir mi geri?
Neden bu âleme geldik, düşün de gerçeği bul,
Hayat ölümle yok olmaz, yerinden al haberi.
Sonunda etme nedamet, düşün ve doğruyu bul,
Güzel ve doğruyu bulmak, akıllının hüneri.
Yeter mi insana Öksüz yiyip, içip, uyumak,
Cihana sevmeye geldik, ilerle, dönme geri.


Yazarın Diğer Yazıları