Sevgi Hepimize Lazım!

“Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapma”, “eline, diline, beline sahip ol”, “ya hayır söyle yahut sus”, “niçin yapmadığınızı söylersiniz?”… ilkeleri çoğaltmak mümkündür. İnsan olmanın, daha doğrusu insan kalabilmenin şartlarıdır bu ilkeler. Dili uzun, ne söylediğini bilmeyen, önüne geleni yaralayan insanlar hem kendini yer bitirir, hem ruhen iflas eder, hem de etrafında nefretle, öfkeyle karşılaşırlar!
Böyle bir ruh haletine sahip olanlar için;
“Ne kendi etti rahat,
Ne verdi dünyaya huzur,
Def olup gitti dünyadan,
Dayansın ehli kubur!” sözü ne kadar anlamlıdır.
Dünya sevgiyle ayakta durur. En büyük sevgi Allah’tadır. O’nun sevgisi, bir insanın öz annesinin sevgisinden fazladır.


         Sevgi; insanlar arası iletişimin, karşılıklı anlaşmanın, dostluğun, saygının, barışın anahtarıdır. Aileleri birbirine bağlayan sevgi unsurudur. İnsan, sevgiye koşar, nefretten kaçar. Allah’ımız Kur’anda Hz. Musa’ya; “Ey Musa! Firavun’a tatlı söz söyle.” diyerek, yakınlaşmanın, barışı sağlamanın en önemli yolunu göstermiştir.
         Bugün dünyada; kin, kan, savaş, terör, gözyaşı varsa altında sevgisizlik yatmaktadır. Sevgi, cennete götüren bir unsurdur. Sevgiyi çağrıştıran anahtar da; selamdır. Mevlana bu hususta şunları söyler;
         “Sevgi; acıları tatlıya çeker, tatlılaştırır. Çünkü sevgilerin aslı, doğru yola götürmedir. Kahır ise, tatlıyı acılığa çekmektedir. Acı, tatlı ile bir arada bulunur, bağdaşır mı? “


          “Acı, tatlı; bu gözle görünmez. Basiret ehli, onları, akıbet penceresinden görmeyi bilir. Akıbeti gören göz, doğruyu görebilir. Âhiri (Sonu) gören göz ise, gururdan, körlükten ibarettir.”
         “Nice tatlılar vardır ki, şeker gibidir fakat o şeker içinde zehir gizlidir. Aklı en üstün, anlayışı en keskin olan, kokudan anlar. Öbürü ise ancak dudağına, dişine değince fark eder.”


          “Sevgi; düşünce ve manadan ibaret olsaydı, senin oruç ve namazının zahiri suretleri de kalmaz, yok olurdu.”
          “Ey ulu kişi! Zahiri iyilikler, gizli sevgilere şahittir. Şahidin de bazen doğrucu, bazen yalancı olur. Sarhoş, bazen şaraptan olur, bazen de ayrandan. Ayran içen de kendini sarhoş gösterebilir. Gürültü eder, sarhoş görünür. O riyakar da, kendisini sevgi sarhoşu sansınlar diye oruçlu görünür, namaz kılar.”
          “Sevgi gönülde şulelendikçe büyür, nihayet sevgi sahibi, eserden kurtulur. Sevgisini bildirmeye ihtiyaç yoktur. Çünkü sevgi, nurunu bütün kâinata yaymıştır.”


         “Sevgiden acılıklar tatlılaşır, sevgiden bakırlar altın kesilir, sevgiden tortulu, bulanık sular, arı duru bir hale gelir, sevgiden dertler şifa bulur. Sevgiden ölü dirilir, sevgiden padişahlar kul olur.”
          “Bu sevgi de bilgi neticesidir. Saçma sapan şeylere kapılan kişi, nasıl olur da böyle bir tahta oturur ki? Noksan bilgi nerden aşkı doğuracak? Noksan bilgi de bir aşk doğurur ama o aşk, cansız şeylerdir.”
          “Noksan bilgi sahibi, cansız bir şeyde dilediği şeyin rengini görünce adeta bir ıslıktan sevgilinin sesini duymuş gibi olur. “
          “Allah’tan uzak düşen her kötü kişinin kâfirliği, Firavunluğu, umumiyetle akıl noksanından ileri gelmiştir.


Yazarın Diğer Yazıları