SUYUMUZ BİTİYOR!

Yapılan incelemeler sonucunda tüm dünyada suların azaldığı, göl ve barajların kurumaya doğru gittiği tespit edilmiştir.

Su krizi artık hayatımızın bir parçası. Temiz ve içilebilir suya erişim temel yaşam hakkı olmasına rağmen Dünya'da 785 milyon insan yani her insandan 9'da 1'i suya erişemiyor. 144 milyon insan temel ihtiyaçlarını karşılamak için yüzey suyuna güveniyor.

2050′ ye kadar her 4 kişiden en az 1'i, kronik veya tekrarlayan tatlı su kıtlığından etkilenen bir ülkede yaşayacak. 2,3 milyar insan temel temizlik hizmetlerinden yoksun yaşıyor. Son veriler gösteriyor ki; harekete geçilmediği takdirde yoksul ve gelişmekte olan ülkelerdeki 135 milyon insanın daha yaşamının ciddi tehdit altında olacağını gösteriyor.

Afrika'da kadınlar ve çocuklar ortama 6 kilometre suyolculuğu yapıyor. Her gün evine su getirebilmek için bu yolculuğu yapmak zorunda üstelik kadınlar tecavüze uğrama ve vahşi hayvan saldırısıyla karşılaşma ihtimaliyle yüzleşiyorlar. Bu coğrafyalar da bir bardak su için tehlikelerle dolu yürüyüş yapan milyonlarca insan varken küresel su tüketimi gün geçtikçe artıyor.

Sektör bazında küresel su tüketimi incelendiğinde %69 gıda ve tarım, %19'u enerji ve endüstriyel sektörler, %12'si ise içme suyu ve evsel kullanımda harcanıyor.
Yeryüzünde 1 milyar insan, bizim evlerimizde her an ulaşabildiğimiz su için, ortalama 6 saat suyolculuğu yapıyor. Üstelik çoğu zaman bu su, temiz ve içilebilir bile değil. Birleşmiş Milletler verilerine göre, her 9 saniyede 1 çocuk kirli sudan dolayı yaşamını yitiriyor. Temiz içme suyu kullanamayanların yarısından fazlası Afrika kıtasında yaşıyor.

 

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre 2025 yılında su stresi yaşayan ülkelerin oranı %34'e, su kıtlığı yaşayan ülkelerin oranı ise %15'e ulaşabilir. Ayrıca 2050 yılında 9,4 milyara ulaşması öngörülen dünya nüfusunun %40'ı su sıkıntısı çekebilir.

Türkiye2de her 4 kişiden 1'i su israfına karşı duyarsız kalıyor. İhtiyacının dışında, suyu israf ettiği, boşa akıttığı söz konusu. 

Türkiye, sanıldığının aksine su zengini bir ülke olmamakla birlikte yıllık ortalama yaklaşık 643 milimetre yağış alıyor ancak bu rakam 800 milimetre olan dünya ortalamasının oldukça altında seyrediyor. Türkiye'nin brüt yer üstü suyu potansiyeli 193 kilometreküp seviyesinde bulunurken, yer altı suyunu besleyen 41 kilometreküp de dikkate alındığında, toplam yenilenebilir su potansiyeli brüt 234 kilometreküpü buluyor ancak günün teknik ve ekonomik şartları hesaba katıldığında Türkiye'nin tüketilebilir yer üstü ve yer altı su potansiyeli yılda ortalama 112 kilometreküp civarında hesaplanıyor.

Bu konu çok önemli. Fakat her zaman dediğim gibi bütün iş, insanların duyarlı olmasına bağlı. Eğer sorumsuz, duyarsız, adam sende, bana ne… gibi tavırlar içine girilirse korkarım ki hepimiz bu su krizinden çok büyük zarara gireceğiz.

Rabbimiz; "yiyiniz, içiniz fakat israf etmeyin. Allah israf edenleri sevmez” buyurur. Buyurur da, insanlarımız bu buyruğa neden uymuyor? Acaba Allah'ın talimat ve uyarılarını laf olsun kabilinden mi değerlendiriyor? Bir vurdumduymazlık almış başını gidiyor!

"İnsan, Rabbine karşı çok nankördür” ayeti biz insanların nasıl bir karaktere sahip olduğunu anlatıyor. Sevgili peygamberimizin; "Irmak kıyısında da abdest alsan suyu israf etme” ilkesi bize bir şey anlatmıyor mu?

 Bütün yapıp ettiklerimizin ceremesini çektik, çekiyoruz ve de çekeceğiz! Aklımızı başımıza almazsak yarınımız çok büyük tehlikeye girebilir.

 

Su!

Her canlının özüdür bu,
Rahmanımdan bir hikmet su,
Rabtan gelen yazıdır bu,
Cana yağan bir rahmet su!

Dirilir bahçeler bağlar,
Gürül gürül dağdan çağlar,
Gönüllere huzur sağlar,
Damlaları merhamet su!

Deryalarda yüzdüren o,
Gemileri gezdiren o,
Varlığını sezdiren o,
Mesaj mesaj bir ayet su!

Mevla'mızın varlık hası,
Hak nimetin hülasası,
Firavunu su ordusu,
Her an boğar bir afet su!

Var oldukça can kafeste,
Hakka şükür her nefeste,
İçiyoruz hep aheste,
Hayat veren bir nimet su!  (29 MART 2024)


Yazarın Diğer Yazıları