TÜRKLER, ERMENİLERE SOYKIRIM YAPMADI (1)

Ermeniler 24 Nisanı bütün dünyada "soykırım günü” ilan ederek adeta sanal bir bellek ve suni bir tarih yaratmışlardır. Sadece Ermeniler değil, başta Amerika ve Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülke parlamentosunun "soykırımı anma günü” olarak kabul ettikleri 24 Nisan 1915 tarihinde gerçekte ne olmuştu?

I. Dünya Savaşı'nın başlaması ve Osmanlı Devletinin itilaf devletlerine karşı Almanya'nın yanında savaşa girmesi, Ermeni komitecileri tarafından amaçları olan bağımsız Ermenistan'ın kurulabilmesi için büyük bir fırsat olarak görülmüştür. I. Dünya Savaşı'na kadar büyük ölçüde silahlandırılan Ermeniler, savaş başladığında vatandaşı oldukları Osmanlı Devletine karşı savaşarak bağımsız Ermenistan'ı kurmak amacıyla başta Rusya olmak üzere İtilaf devletleri ile işbirliği içine girmişlerdir. Osmanlı ordusunun Sarıkamış'ta yenilmesi ve arkasından İngiltere ve Fransa'nın Çanakkale'ye saldırmasına paralel olarak Ermeni komitecileri savaşan Osmanlı ordularını arkadan vurmak ve ikmal yollarını kesmek için harekete geçmişler ve silahlı isyanlara başlamışlardır. Ermeniler I. Dünya Savaşı'nın başlarında gönüllü birlikler oluşturarak Rus ordusuna katılmışlar ve vatandaşı oldukları Osmanlı ordusuna karşı savaşmışlardır. Doğu Anadolu bölgesinde Müslümanlara karşı toplu katliamlar yapmışlardır. (Ermeniler Tarafından Yapılan Katliam Belgeleri, 2001; Karacakaya, 2005, s. 237-248)

24 Nisan 1915 Genelgesi ve Tutuklamalar

Nitekim bütün ikazlara rağmen yapılan aramalarda Ermeni örgütlerinin topyekün bir isyan hazırlığı içinde olduklarının anlaşılması üzerine Osmanlı Ordusu Başkumandanlığı 27 Şubat 1915 tarihinde askeri birliklere verdiği talimatla Ermenilerde yakalanan silah, bomba ve birtakım şifre belgelerinin bir ihtilal hazırlığını gösterdiğini, bu sebeple ordudaki Ermeni askerlerin silahlı hizmetlerde kullanılmaması, her yerde uyanık davranılarak gerekli tedbirlerin alınması, ancak Ermeniler içinde devlete sadakatle bağlı olanlara zarar verilmemesi emredilmiştir. (Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, Belge No.1999) Osmanlı ordularının Doğu Anadolu'da Rusya karşısında yenilmesinden sonra Çanakkale Savaşlarının başlaması ve İstanbul'un tehlike altına girdiği bir dönemde Ermeniler düşman saldırılarına paralel olarak eylemlerini genişletmişlerdir. Bu dönemde Zeytun, Bitlis, Muş ve Erzurum'un ardından Van isyanı patlak vermiş, Müslümanlara yönelik katliam artmıştır.

Osmanlı hükümeti seferberlik ilanından itibaren dokuz ay sonra Ermeni komitelerinin faaliyetlerini kontrol altına almak ve olayları önlemek amacıyla tedbirler alma yoluna gitmiştir. Ermeni erlerin silahsızlandırılmasından sonra, Dahiliye Nezareti tarafından itimat edilmeyen ve olaylara karıştığı tespit edilen Ermeni polis ve memurların azledilmesi veya Ermeni olmayan vilayetlere gönderilmesi talimatı verilmiştir. (Osmanlı Belgelerinde Ermeniler, 1994, s. 7) Ancak alınan bu tedbirlerin sonuç vermemesi üzerine Ermenileri silahlandıran ve isyanlara sevk eden Komiteleri kapatmak ve elebaşılarını tutuklamak yoluna gidilmiştir. Nitekim Dahiliye Nezareti 14 vilayet ile 10 mutasarrıflığa 24 Nisan 1915 tarihinde meşhur genelgeyi yollamıştır. Bu genelgede; Hınçak, Taşnak ve benzeri Ermeni komitelerinin kapatılması, belgelerine el konulması, liderleri ile zararlı faaliyetleri bilinen Ermenilerin tutuklanması ve bunlardan bulundukları yerlerde kalmaları sakıncalı görülenlerin uygun yerlerde toplanmaları talimatı verilmiştir. (BOA. DH. ŞFR. No. 52/96-97/98- Ek: 1) Bu genelgede üzerinde hassasiyetle durulan bir konu da Bitlis, Erzurum, Sivas, Adana ve Maraş gibi vilayetlerde Müslümanlar ile Ermeniler arasında karşılıklı çatışmaya meydan verilmemesi hususunun vurgulanmasıdır. Ermenilerin her yıl dünyanın birçok ülkesinde "soykırım günü” olarak andığı 24 Nisan günü, Dahiliye Nezareti'nin bu genelgesinin yayınlandığı tarihtir. 26 Nisan 1915 tarihinde Başkumandanlık aynı nitelikte bir genelgeyi Harbiye Nezareti ile Ordu komutanlıklarına da göndermiş, mülki memurlar tarafından talep edilecek her türlü yardımın derhal yerine getirilmesi istenmiştir. (ATASE, 1580)

Osmanlı belgeleri incelendiğinde Dahiliye Nezareti'nin 24 Nisan 1915 tarihli genelgesi üzerine, İstanbul'da Taşnak, Hınçak ve Ramgavar komitelerine mensup Ermenilerin tutuklandığını görmekteyiz. 1916 tarihli bir Osmanlı yayınında İstanbul'da ikamet eden 77.735 Ermeni'den ihtilal hareketlerine iştirak eden 235 kişinin tutuklandığı, diğerlerinin huzur ve rahat içinde iş ve güçleriyle meşgul oldukları belirtilmektedir. (Ermeni Komitelerinin Amal ve Harekât-ı İhtilaliyyesi, 1332, s. 242) Ayrıca İstanbul'da 24 Nisan genelgesini takip eden günlerde yapılan aramalarda 19 adet mavzer, 74 adet martin, 111 adet vincester, 96 adet maniher, 78 adet gıra, 358 adet filovir silahları ile 3.591 adet tabanca 45.221 tabanca mermisi vb. çok sayıda silah da yakalanmıştır. Bu silahlar daha sonra Osmanlı ordusunun ihtiyacına binaen askeri silah ve mühimmat depolarına teslim edilmiştir. ( BOA. DH. EUM. 2. Şb. 16/48)


Yazarın Diğer Yazıları