KUR’ANLAŞMAYA İHTİYACIMIZ VAR
AHLAK VE VİCDANIN SESİ MISIRLI YAZAR MUSTAFA LUTFİ EL-MENFALUTİ
SOKAKLARIMIZ YABANCI, TABELALARIMIZ SUSKUN, KULAKLARIMIZ ESİR
ÖZÜ SÖZÜ BİR GÜVENİLİR ÖRNEK DAVA ADAMI OLMAK GEREKİR
Sessiz Çoğunluğun “Temiz Eller“ Manifestosu
YAŞANMIŞ İBRETLİK BİR OLAY: “İKİ KARDEŞ BİLMEDEN EVLENDİ.”
İncitici ve Kahredici Mağlubiyet
Çağdaş Atan’ın Konyaspor karnesi! 6 maç tek galibiyet
OECD, IMF, S&P,FİTCH, MOODY’S bir kere de yanıldık deyin be!
CUMHURİYET OLMASA BİZ OLMAZ MIYDIK?
Dinle Neyden/Gönülden
EĞİTİMDE BİR MİLAT BAŞLAMALI MI?
TEKNOKRATİK TEK DÜNYA DEVLETİ
Konya’nın Taşına Toprağına İsmi Yazıldı
TERAZİ
SAĞLIK BAKANINA MEKTUP
11. YARGI PAKETİNE LGBT’DE EKLENMELİ
Bocuk Gecesi Cadılar Bayramı’na Karşı
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
Yazı icat edildiği günden beri ilk defa işler tersine döndü.
Taşlara yazıldı yazılar önce.
Kurutulan ağaçlara yazıldı.
Hayvan derilerine yazıldı.
Duvarlara yazıldı.
Hem de kalemle değil.
Ucu sivri aletlerle yazıldı önceleri.
Sonra tüy kalemlerle yazılmaya başlandı.
Divit, tükenmez kalem, kurşun kalem derken yazarların işi epey kolaylaştı.
Sonra daktilo icat edildi biraz daha kolaylaştı işler.
Bilgisayar klavyesi ve sesle yazma derken iş daha da ilerledi…
İlerledi, kolaylaştı tamam da sanki biraz da çığırından çıktı.
Gelinen noktada bilinen bir şey varsa o da şu:
Yazı yazma işi kolaylaştıkça yazının kalitesi düştü. Tesir gücü de azaldı.
Bin yıl öncesinin kitaplarıyla şimdiki kitapları karşılaştıralım.
Yüz yıl öncesinin makalesiyle şimdiki makaleleri karşılaştıralım.
Maalesef durum oldukça vahim hâl aldı.
"Ben kalemden vazgeçmem arkadaş.” diyen yazarlarımız vardı daktiloya yenik düştüler.
Daktilodan vazgeçmem diyenler de klavyeye yenik düştüler.
Sesle yazanlar çoğaldı son zamanlarda.
Esas olan düşünerek yazmaktı. Kalemle yazarken öyleydi. Zordu ama!
Zaten kolay olan da tesirli olmuyordu.
Şimdi gelelim esas mevzuya…
Bundan sonrasını katırlarla devam edeceğiz, denirdi eskiden asıl zorluk başlayınca…
Şimdi tersinden devam edeceğiz daha kolayı ile…
Bildiniz!
Yani yapay zekâ ile…
"Şiirler azalacak işte o zaman, günümüz perişan olacak, içimizdeki koskoca orman yanacak ama kimsenin de haberi olmayacak yangından…”
Şiir dersen şiir yazıyor yapay zekâ.
Makale dersen makale yazıyor.
Kitap dersen kitap yazacak.
E haliyle yolun en zor kısmı bitmiş olacak ve bizler bundan sonra yapaylıkla devam edeceğiz.
Yapay adaylar koyacağız halkın önüne.
Yapay köşe yazıları koyacağız.
Yapay videolarla çıkacağız meydana…
Et yapay, süt yapay, yoğurt yapay…
Zekâ da yapay oluversin canım ne var?
İnsanlar da yapay değil mi?
Organik yumurta reklamı yerini organik yazar reklamına bırakırsa şaşırmayalım.
Her köşe yazarı yazısının altına not düşmek zorunda kalabilir:
"Yazılarımız kesinlikle yapay zekâ ile yazılmamıştır.”
"Oturan değil gezen yazar.”
"Hem gezen hem okuyan yazar.”
İşin tabiri caizse cılkı çıkacak ve insana gerçekten ihtiyaç kalmayacak gibi duruyor.
Ünlü yazılım şirketi sahibi açıklama yapıyor.
"Gençler yazılım öğrenmenize gerek yok o işi de yapay zekâ yapacak.” diyor.
Yapay zekâ da doğal felaket gibi…
Herkes insanlığa vereceği dehşet zararın farkında ama kimse karşı koyamıyor.
İnsana faydası olsun, insanın işlerini kolaylaştırsın diyerek icat ettikleri ne varsa insanı daha da müşkül duruma soktu.
Sessiz Çoğunluğun “Temiz Eller“ Manifestosu
Milletin Sinirini Bozmayın!
İddia ediyorum boş iddianame!
Aileyi madde planında kurtarırken
Torpil iyi işlere gölge düşürüyor
Mülakat sistemi değişiyor mu?
Modern ihtiyar heyetleri: Sosyal medya ve ilişki danışmanları
Münafıklık kötü müdür?
Her iki taraf da adaletten şikayetçi
Anlaşma sürecine olumlu katkı vermek