HÂLLERDEN HÜKÜMLERE BİR YANILGIYI ANLATMAK
AKLIMA TAKILAN DELİ SORULAR
Olmaklık Üzerine Bir Aynadan
Sancımız GAZZE…
Görmemek için kör olmak lazım
DOHA SALDIRISI İSLAM ÂLEMİ’NİN 11 EYLÜL’ÜDÜR.
Zehirli gelecek gelmesin
AİLE; GÖZ AYDINLIĞI VE CENNET VESİLESİDİR
Piyasalarda öngörülebilir fiyat kavramını allak bullak ettiler
iPhone 17 almayın, TOGG alın
Basit hatalar ağır fatura
VİCDAN
Yeterli ve Dengeli Bir Eğitimle İki Kanatlı Çocuklar!
Kendine Yenilen Konyaspor
Milli Takım Konya’yı, Konya Milli Takımı sever
HAYATIN ANLAMINI KAVRAYAN İKİ ŞAHSİYET KUSS B. SAİDA VE EBU’L-BEKA ER-RUNDÎ
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Linç Edilen Hekim ve Sessiz Çoğunluğun Feryadı
Rakamlarla Otomobil Piyasası
BASIN DİLİ
Dünyada kalmanın değil de ölmenin "kurtulmak” olduğunu Gazzeli bir Müslümandan öğrendik.
Oysa önceden de bilmemiz gerekiyordu bu acı gerçeği.
Çocukken bir cümle duymuştum.
"Bizim kültürümüzde ölene tebessüm edilir, doğana ağlanır.”
Nasıl yani? demiştim çocuk aklıma…
Normalde ölene ağlanmaz mı?
Hayır, demişti bir büyüğüm…
Ölenin ameli sağlamsa ona tebessüm edilir, dünyanın kahrından kurtulduğu için.
Doğanın da başına neler geleceğini bilemediğimiz için, böyle kötü bir dünyaya geldiği için ona da ağlanır.
Anlamıştım o zamanlar anlatılmak isteneni.
Gündelik gerçeklikle bağdaşmadığı için üzerinde durmamıştım ama hafızamda da yer etmişti.
Bombalar altında sağ kalan Gazzeli Müslüman hatırlattı bana yaşadığım o anıyı.
Bize, ölenin arkasından tebessüm edilir diyenlerin yaşadıkları ile Gazzeli, Lübnanlı Müslümanların yaşadıkları acıyı tabii ki kıyas yapmayacağım.
"Gördüm ki, ateşte, cımbızda yokmuş,
Fikir çilesinden büyük işkence.” diyen Üstad'a haksızlık da etmek istemiyorum.
Benim çocukluğumda yaşanılan sıkıntıları bilen bilir. Seksenli yıllar işte…
Devletin vatandaşına ettiği işkencenin ayyuka çıktığı zamanlar…
Şimdi biz bu acıların neresindeyiz ve ne yapıyoruz?
Güncel acılardan söz ediyorum.
Düşman bombayı nereye atarsa atsın, nereyi işgal ederse etsin, hedefini şaşırmamıştır. İbrenin yönü bizi gösteriyor.
Üçüncü dünya savaşına doğru hızla yol alınan bugünlerde dikkat edilirse kimse rahatından ödün vermiyor.
İç siyasi çekişmelerden tutun da kendi kişisel gündemimize kadar her şey, etrafımızda hiçbir şey yokmuş gibi davranış sergilediğimizi gösteriyor.
Felâket tellallığı yapmam yapandan da hazzetmem ama bu gidişat komplo teorilerinin berisinde bir olay.
Şimdilik mazlumların üzerine atılan bombaları televizyonlardan seyrediyoruz ama yakın bir zamanda Allah korusun, bombaların sesini duyacağız ve uzak olmayan bir zamanda bombayı kendi gözlerimizle göreceğiz gibi sanki.
Üzerimize atılan ölü toprağından silkinip bize doğru gelmek isteyen düşmana karşı topyekûn mücadele etmenin yollarını aramalıyız.
Malum, üzerimize yağan bomba ideolojik bir ayırım yapmayacak.
Şimdilik teknoloji bu şekilde toptan imha edebiliyor.
İleriki zamanlarda belki "kişiye göre bomba” seçeneği geliştirirler, bilemem.
İdeolojik kaygılardan kurtulup düşmana karşı birleşmenin zamanıdır.
Birleşir de savaşa karşı tek millet, tek yürek, tek yumruk olursak yaklaşan savaş değil zafer olur…
Zehirli gelecek gelmesin
Haklıymış gibi tartışmaya çekenler
Görgüsüzlüğün göstergeleri
Laik hutbe verelim
Bağırarak suç bastırmak
Muhaliflerin sevdiği rakip siyasetçi
Yanlış tercih heba eder yılları
Teröre gerçekte kimler karşı?
Lider dediğin hakaret eder!
Ülkeyi soyanlar rahatsız