“Bedr’in Arslanları” kadar şanlı idiniz!!!
Hamas, "Bizim görevimiz zafer değil, seferdir.” anlayışıyla 7 Ekim'de büyük bir operasyon başlattı.
O gün İsrail'in "yıkılmaz” denilen güvenlik duvarları çöktü, en gelişmiş savunma sistemleri sustu. İsrail, tarihinde belki de ilk kez bu denli bir hezimet yaşadı.
Bu yenilginin öfkesini ise iki yıl boyunca füzelerle, tanklarla, toplarla çıkarmaya çalıştı. Fakat bütün gücüne, Amerika ve Batı'dan aldığı desteğe rağmen Hamas'ı mağlup edemedi.
İsrail, toprağın üstünü yakıp yıktı, ama altına inemedi.
Gazze'nin ruhunu teslim alamadı. Çünkü o ruh, taşın, toprağın değil; inancın, aidiyetin ve direnişin ruhuydu.
Gazze'nin altı da üstü de Filistinli Müslümanlara aitti ve o ruh her bombardımanda daha da çelikleşti.
İnsanlık bu direnişle , "vatan, millet, kutsal değer” kavramlarının sadece nutuklarla değil, bedel ödenerek savunulabileceğini gördü.
Ve dünya, İsrail'in "terör örgütü” olarak lanse ettiği Hamas'ın gerçekten böyle olmadığını, inancını ve topraklarını koruyan bir direniş hareketi olduğunu fark etti.
Asıl teröristin , sivilleri hedef alan İsrail, asıl hastalıklı ideolojinin siyonizm olduğunu öğrendi.
Hamas bugün Batı'da "mağlup” gibi gösterilse de gerçek böyle değil.
Eğer Mısır'da yürütülen barış görüşmelerinde karşı taraf Hamas ise, eğer dünya onu muhatap alıyorsa, bu başlı başına bir zaferdir.
Çünkü yenilenler masaya oturmaz; sahada, masada var olan kazanmıştır.
Bugün imzalanan barış planı görünüşte İsrail'in lehine gibi durabilir.
Ama gerçekte, Filistin tarafında yeni bir dönemin kapısını aralıyor.
Hamas, silahları ancak Filistinlilerden oluşan bir hükümete devr edebileceğini beyan etti ve planın arkasında duracak sağlam garantörler istedi. Eğer bunu kabul ettirdiyse ve garantörler arasında Türkiye olacaksa, bu büyük başarıdır. Nihai zaferin milatıdır.
Bu, stratejik ve diplomatik açıdan büyük bir kazanımdır.
Çünkü bu kez sadece Hamas değil, Türkiye de, bölgedeki diğer Müslüman ülkeler de sürecin bir parçası olacaktır.
İsrail artık bölgede istediği gibi at oynatamayacaktır.
Netanyahu, HAMAS'ı yok ettiğini sanadursun… 2.3 milyon Gazzelinin tamamı Hamas, tamamı Kasam'dır. Yeter ki cihat ruhu ölmesin. Yeter ki Müslümanlar kimliklerini kaybetmesin. Bir Hamas gider bin Hamas gelir.
Hamas, Müslümanların yok edilmek istenen onurunu çiğnetmedi. Kıyamete kadar unutulmayacak bir şanlı direnişin kahramanı oldu. Minnet borçluyuz. ‘Bedr'in Arslanları' ruhu ile savaştıklarına şahidiz.Altına imza attıkları planın şartları ne olursa olsun, arkasındayız.
Bir eksik, bir kusur varsa onların imdadına koşmayan biz diğer 1.8 milyar müslümanındır.
Yazarın Diğer Yazıları