HUZUR KENDİ İÇİMİZDE

 

Günümüzde teknoloji bilgiye ulaşmayı bir tuşa basmak veya bir sesli komut vermek kadar ulaşılabilir hale getirmiştir. Çevrim içi arama motorları üzerinden bilgiye ulaşmak yalnızca birkaç saniyemizi alıyor. Oysa bilgiyi hayatımıza aktarmak, o bilgi ile hallenmek aynı hızda olmuyor. Şu an bilgiye ulaşmak değil, bilgiyi yaşantıya dahil etmek, ona uygun yaşamak önemli ve öncelikli hale geliyor. Böyle olunca da "bilen” değil "yaşayabilen” olmanın önemi daha bir fark ediliyor. İnananlar için anlatılamaz birer ikram olan ayetlerimiz ve hadislerimiz bu sebeple bizi, bilip ama uygulamadığımız bilgilerle ilgili olarak uyarmaktadır. "Faydası olmayan bilgi”den kaçınmamız, böyle bilgi süreçlerinden Allah'a sığınmamız, "yaşama gayretinde olmadığımız bilgileri” konuşmaktan kaçınmamız önerilmektedir.
Dünyada yaygın kabul gören literatüre göre "eğitim” kazanılmış davranış değişikliği demektir. Bu kabul çerçevesinde bakıldığında, insan doğumundan (hatta doğum öncesinden) ölümüne kadar tüm hayatında her daim eğitime tabidir. Anne karnını doğum öncesi beşiğimiz gibi kabul edersek "beşikten mezara” bir öğrenme, davranma ve değişim yaşamaktadır. Daima eğitimde olma halini güncel ve yaygın bilinen ifadesiyle söylersek ona "yaşam boyu eğitim” veya "sürekli eğitim” diyebiliriz.
Eğitim süreçlerinde her yaşın veya dönemin kendine göre kazanılması gereken davranışlar vardır. Mesela 8 aylık bebeğin emeklemesi, 1 yaşındaki bebeğin yürümesi beklenir; ergenlik ve gençlik döneminde fevri olan bireyin olgunluk döneminde daha sakin olması beklenir; dünyaya "aşağıların aşağısı”nda bir idrakla yani "esfele safilin” hal ile gelen bir insanın en güzel hal olan "ahseni takvim”e ulaşabilmesi beklenir. Bu süreçlerin her biri için gereken eğitim farklıdır; mesela ahseni takvim için algının tevhide uygun hale gelmesi eğitimi gerekir ki bu, bebeğin eğitimi gibi aşama aşama gerçekleşir. İnananın Hak bilgi (hüda-hidayet bilgisi) ile karşılaşması (Rabbi Allah'ı tanıması, nefsini tanıması, eşyayı tanıması) sonra da bu Hak bilgiye göre bir hayat tarzı oluşturma gayretine girmesi ve Allah'ın ikramı olarak ahseni takvim hale ulaşması gibi ana aşamaları vardır.
Mutluluk, mutmainlik salih hayat tarzı (salih amel) ile mümkündür. Diliyle Hak bilgiyi (hakikati, doğruyu) söyleyip davranışıyla yanlışta olan insanın mutlu (mutmain) bir dünya ve ahiret yaşantısı sürebilmesi, bu hali devam ettikçe mümkün olmaz. Ancak Allah'ın merhameti ona ulaşır da tövbe eder ve salih amel işlerse, yani salih hayat tarzına talip olursa…

 


Yazarın Diğer Yazıları