Medyanın aptallığına oynayanlar

Her eylem bir projedir, bir kurgudur.
Açlık grevleri de bir projedir.
"Kürtler'in vakti geldi, gerekirse Türkiye'ye rağmen ve Türkiye'siz" diyerek, "halk savaşı"na soyunanların devreye soktuğu bir proje.
Üstelik 21'inci yüzyılda "tek adam putçuluğu"na, gençlerin canını kurban olarak sunma pervasızlığıyla hareket eden bir proje.
Belli ki tek tek şu kadar yüz kişi, şu kadar farklı cezaevinde açlık grevine yatma kararı vermiş değildir.
Tıpkı dağa gönderilip askerin karşısına çıkarılan ve yüzler halinde ölüme sürüklenenler gibi, tıpkı bedenine bomba bağlanıp sokaklarda telef edilenler gibi, tıpkı ellerine molotof tutuşturulup sokağa gönderilenler gibi, cezaevlerinde "örgüt tutsağı" olmaya devam eden gençler, ölüme de yatırılmışlar ve canlarının pazarlık unsuru olarak kullanılması hesaplanmıştır.
Aptal medya hesabı
Projenin ilk safhası budur ama bu yetmez, bunun pazarlık gücünün oluşması için "ölüm dramatizmi" etrafında bir kamuoyu oluşmasına ihtiyaç vardır.
Bunun için "terör duyarlılığı"ndan koparılmış, "aptal bir medya" öngörüsü ya da kumarı tasarlanır.
Beklenir ki, açlık grevlerinin arkasındaki örgüt yapısını sorgulamayan, gençlerin ölümünü siyasi ranta dönüştürme alçaklığına isyan etmeyen, bir adamın putlaştırılmasından yola çıkan ve genç ölümlerini kullanan yapıyı masaya yatırmayan, ölümün hep gençlerin payına düşmesine bir şey demeyen, buna karşılık "açlıktan ölüm"ü dramatize edip, örgütün pazarlık hesabına katkıda bulunan "aptal bir medya" bulunsun.
Evet "aptal" diyorum. Aslında buradaki "aptal" tanımlaması yine de içinde "bilgisizlik" ihtimali bulunduğu için bir masumiyet ifadesidir. Onun ötesinde, bu ölüm oyununda sırf iktidara muhalefet için örgütün projesine katılmak gibi bir "ahlaksızlık" da olabilir.
Acaba hangisi?
Her Kürt aileye bir ceset
Şu gerçek ki, örgüt, "aptal" veya "ahlaksız" hangi kategoriye girerse girsin böyle bir medya bulabiliyor.
Köşelerde birçok kalem, "Ya cezaevlerinden cenazeler çıkmaya başlarsa" türünden dramatik yazılar yazıyor.
Bu tür yazıları gördükçe, projeyi sahneye koyanların, zevkten dört köşe olduklarını tahmin etmek zor değil.
Ben, o çevrelerin, gençlerin yaşamasından çok ölümlerini tercih edeceklerinden adım kadar eminim.
Bugüne kadar örgüt, asla gençlerin yaşamasını öncelemedi. Aksine, daha çok "Kürt aile"ye ceset dönerse, o kadar çok Kürt'ün siyasi bilinç kazanacağını hesapladı.
Bu açlık grevi de kesinlikle o hesabın bir parçasıdır.
İşte bir baba çıktı ve bu oyunu ifşa etti. "Neden siz açlık grevine yatmıyorsunuz" diye seslendi. Babalar, analar bunu çoktan beridir yapmakta idiler ama bu isyanı seslendirmek için de cesaret gerekiyor bölgede... Ben de daha önce "Kürt analar" adına seslendim Kandil'e, Şemdinli dağlarında gençler askerin karşısında ölüme sürüldüğü zaman "Neden siz ölmüyorsunuz" diye...
Cinayete ortaklık
Ah aptal medya.
Ah ahlaksız medya.
Bu örgüt oyununu bilmeyecek, görmeyecek kadar basiretsiz olamazsınız.
Ama örgütle birlikte genç insanların ölüme yatırılmasını, üstelik "çağın en ilkel putçuluğu"nu beslemek pahasına, siyasi ranta dönüştürme işinde rol almaktan kaçınmıyorsunuz.
Sorun bakalım Kürt halkına, cezaevinde çocukları bulunan anne babalara, "Çocuğunuzun Öcalan için canını ortaya koymasına taraftar mısınız" diye?
Bunun neresinde Kürt meselesi var Allah aşkına?
Öcalan putçuluğunu getirip, Kürt halkına gündem olarak dayatmak ve bunun için gençlerin canını kullanmak, asıl cinayet bu.
Ve medyanın göstermediği cinayet bu. Ve kesin olan şu ki, cezaevinde ölümler olursa, bunun sorumlusu bu projeyi kurgulayan örgütle birlikte, ona hınk deyicilik yapan bu "aptal" veya "ahlaksız" medya çizgisi de olacak.


Yazarın Diğer Yazıları