Onların 28 Şubat'ı bitmedi

Evet, "Onların 28 Şubat'ı bitmedi", yani başörtülülerin.
Bunu, Merve Kavakçı söylüyor ve sonuna kadar haklı.
"Sizin bilmediğiniz şeyler var" demiş Cemil Çiçek, Kavakçı olayı yaşanırken... Anlaşılan hâlâ bilmediğimiz şeyler var ki, 10 yıllık AK Parti iktidarına rağmen ve AK Parti'nin en temel elemanları kendi bünyelerinde bu zulmü yaşamışken, başörtüsü konusunda 28 Şubat şablonu önemli ölçüde devrede.
Önemli ölçüde devrede yani hâlâ üniversitede, İHL'lerde "fiili" olarak özgürlükten yararlanılabiliyor, orta öğretimde yok, kamu görevinde ise kuytu alanlarda, yani gözlerden uzak, yani kaçamak, yani yasa dışı bir şey yapıyormuş duygusuyla yapılabiliyor.
Bilmem şu anda Cumhurbaşkanı'nın sayın eşi, üniversite okumak için başvursa ondan başörtüsünü çıkarması istenir mi?
Ama şunu herkes biliyor:
Sayın first lady'imiz mesela öğretmenlik yapacak olsa, ondan başörtüsünü çıkarması kesinlikle istenecek. Doktor olsa, başörtülü görev yapamayacak, hakimlik, polislik gibi mesleklerin ifasına en liberallerimiz bile imkansız gibi bakıyor. Avukatlık hâlâ darbeci baroların insaf alanında...
"Cumhurbaşkanı ya da Başbakan eşi başörtülü olabilir mi" sorusu, çok badireli bir süreçten sonra olumlu cevaplanır hale geldi. Merkez Bankası Başkanı'nın eşi de başörtülü olabilir artık, subay eşlerinin akıbetini bilmiyorum. Ama şu an, mesela öğretmenlerin 28 Şubat'ı bitmedi... Diğer saydıklarımın da...
Tabii Merve Kavakçı'nın da...
Ah şu bilmediğimiz şeyler
Geçen yazdım, Başbakanımız 18 yaş için seçilebilme hakkını gündeme getirdi ama başörtülüler için seçilebilme hakkından hâlâ söz eden yok.
Bilmediğimiz şeyler var şüphesiz.
Malum, bu "bilmediğimiz şeyler" meselesi, 28 Şubat'ın derin bir bilmecesi...
Demirel, bilmediğimiz alanda çalışarak darbeyi önlemiş, Ecevit, Meclis kürsüsünde "Burası devlete meydan okunacak yer değildir" diyerek aynı işi yapmış meğer.
Yani Meclis'e başörtülü bir milletvekilini sokmayarak, darbecilerin öfkesini dindirmiş.
Muhtemelen, DSP Meclis grubu da ayaklanıp "dışarı dışarı" temposu tutarken Ecevit'in darbe durdurma misyonuna efekt oluşturmuş bulunmaktaydılar.
DSP'nin kadın milletvekilleri, şayet yemin edilseymiş, Merve Hanım'ın başörtüsünü parçalayacaklarmış... Meclis'te bir linç olayı yani. Hepsi, hepsi darbeyi önlemek içinmiş.
Erbakan Hocamız da, kan gövdeyi götürmesin diye, sorumlu bir tavır takınmış.
Herkes üzerine düşeni yapmış ve biz gele gele 28 Şubat'a gelmişiz.
Ve öyle bir 28 Şubat yaşamışız ki, 10 yıldır, onunla tam zıt kutuptaki bir siyasi kadro iktidarda ve başörtüsü sorunu hâlâ çözülememiş.
Sen neymişsin ey başörtüsü?
Neredeyse Ayasofya'nın kaderiyle eş bir kader yaşıyor başörtüsü bu durumda.
Neredeyse Lozan'ın gizli maddeleri gibi bir şey.
Ah şu bilmediğimiz şeyler...
Tam da onlar mı acaba, bizim demokrasimizin demokrasi olamayışının altındaki ukde?
Yüzde 95 oy alsanız bile bir şey yapamıyor olmanın arkasındaki gerçek sebep ne ola ki?
Acaba Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan, devletin en tepesine vardıklarında, başörtüsü konusunda ya da diyelim Ayasofya, diyelim Kırmızı Kitap konusunda neye şahit oldular?
Biliriz, Cemil Çiçek öteden beri "devletin nabzı" konusunda üstattır.
Peki acaba Sayın Gül ve Erdoğan neyi biliyorlar ki, başörtüsü konusunda "28 Şubat devamlılığı"nı aşmak gibi bir işe girişemiyorlar?
Onlar "Henüz vakti gelmedi" dediklerinde ben, onların yaşadığı şartlara gerekli hassasiyeti göstermemiş olmamak için "Hayır vakti geldi" demeye cesaret edemiyorum. Ama doğrusu, onları bir tür tutsak duruma düşüren şartları da bilmek ve onlara güç vermek istiyorum.
....
Demirel, "gerilim stratejisi"nin kompetanıdır. Yani gerer gerer ve siz ip kopmasın diye, onun hesabına boyun eğersiniz. Oysa belki biraz daha direnebilseniz, o geri çekilecektir. 28 Şubat'ta "Darbe olacak, aman ha" işi, Demirel kaynaklıdır. Ecevit de muhtemelen oralarda doldurulmuştur. Netice alınmış, Erbakan tasfiye edilmiştir. Demirel'in bir darbeyi önlediğine asla inanmadım, aksine onun moderatörlüğünde bir darbe kotarılmıştır.


Yazarın Diğer Yazıları