Ağaca Yaslanma Kurur…

Evet, uzun bir zamandır bir takım sebeplerden ötürü siz değerli gönül dostlarıma buradan hitap etme fırsatı bulamamıştım…

Köşe yazısı yazmak göründüğü kadar kolay olsa da aslında psikolojik olarak buna hazır olmanız gerekir…

Gündemi bile değerlendirebilmeniz için kafanızın boş olması gerek zira kafanıza takılan şeyler tabiri caiz ise kalemi dahi elinize aldırtmaz…

Bende sıkıntılı bir süreçten geçtiğim için sürekli kafama takılan beni manen üzen, yoran şeyler oldu. İşte sağlık sorunları, vermem gereken önemli kararlar, bazı insanlarla imtihanım yani her şey üst üste geldi desem yeridir sanırım…

Tabi bunlardan asla şikâyetçi değilim. Vardır elbet Rabbimizin bir bildiği o yüzden hamdolsun her halimize…

Kısacası sizlerden bu süreçte uzak kaldım. Ama bu arayı kapatacağız inşaAllah… Bu süreç tamamen geçmiş olmasa da… Galiba artık bazı şeylere alışmak gerek…

Neyse, introyu çok uzun tuttuk şimdi gelelim bu haftaki konumuza…

"Ağaca yaslanma kurur, insana yaslanma ölür…” Atasözünü duymayanınız yoktur herhalde…

İnsanoğlunun kime güveneceğini unutmasını, sonu olan şeylere yaslanmaması gerektiğini ne güzel özetlemiş atalarımız değil mi?

Öncelikle insanın güveneceği onu yaratan Allah'tır. Ondan başkasına ümit bağlamak güvenmek şüphesiz insanı büyük bir hayal kırıklığına ve hüsrana uğratacaktır…

Zira Baki olan yalnızca Allah'tır…

Ayrıca Allah insana kendi ayaklarının üzerinde durabilmesi için her tür türlü imkânı fazlasıyla vermiştir. Bu sebeple önce Allah'a sonra O‘nun sağladığı imkânlara güvenerek yaşamını sürdürmelidir insan…

Baki olmaya güvenerek hareket etmek, sürekli ondan destek bekleyerek yaşamak günü gelip de güvendiği şey yok olup gittiğinde mevcut imkânlarını da kullanamaz hale getirir insanı… Bu da doğal bir şeydir…

Doğal bir şey diyorum çünkü bu şekilde sürekli fani şeylere umut bağlamakla sadece bedeni değil ruhu da tembelleşir insanın. Kendine olan öz güvenini geliştiremediğinden kendi ayakları üzerinde durması da mümkün olmayacaktır…

Ne parasından, ne malından, ne mülkünden, nede diğer insanlardan gücünü almalıdır insan. Gücünü önce Allah'a olan kayıtsız şartsız ve tam güveninden sonrasında Allah'ın onun için lütfettiği öz güveninden almalıdır…

Şu da var ki; insan insana muhtaçtır ama bu muhtaçlık asla sürekli değildir. Bunu sürekli hale getirmek bizlerin elindedir…(Tabi Allah'ın takdiri ve imtihanı ile insanlara sürekli muhtaç olanları ayrı tutuyorum zira onlar çevresindeki insanların imtihanıdır.)

Allah, kendisine güvenenlerin güvenini boşa çıkarmayandır. Yeter ki kulları O'nun yarattığı fani olan şeylere değil yalnızca O'na güvensin…

Zaten Allah'ın ipine sımsıkı tutunmadan her zorlukta O'ndan yardım beklemek de uygun olmayacaktır…

Rabbimizin o sonsuz yardımına mazhar olmak için önce tam manasıyla güvenmemiz elzemdir şüphesiz…


Yazarın Diğer Yazıları