Önemli Bir Seçimdi, Adam Kazandı...

Her seçim mutlaka önemlidir bir ülkede. Yıllardır ülkede yapılan seçimleri benim yaşımda olanlar daha iyi bilirler. Seçimlerde parlamenter sistem uygulanırdı yıllardır ancak nasıl bir sistem ise bazı istikrarlı yıllar yaşansa da çoğu zamanlar sistemde öyle bir tıkanıklık oluyordu ki akıllara zarar. 1950 yılına kadar baskılı sıkıntılı tek partili bir dönem yaşanmış, CHP'nin korku imparatorluğu etkisini köylere kadar hissettiriyordu.

1950-60 arası istikrarlı bir döneme girdik. İnsanların rahat nefes aldığı baskılardan nispeten kurtulduğu dönemdi ama buna tahammül edemeyen bu dönemde yapılan seçimlerde istediğini elde edemeyen tek parti döneminin zihniyeti darbeci cuntayı kışkırttı 27 Mayıs 1960 darbesini bu millete yaşattılar. Menderes'i ve iki bakanını ne yazık ki idam ettiler. Bundan sonra kurulan partiler ve hükümetler bir istikrarlı çalışma yapma fırsatı bulamadılar dış güçlerin kurgusu altında olan o günün albaylar ve Generaller takımı hükümetin rahat çalışmasına izin vermeyip dem oklasın kılıcı misali hep hükümetin üzerinde baskılı oldular. Bu böyle olunca parlamentoya müdahale devam edince ne rahat cumhurbaşkanı seçilebildi ne doğru dürüst hükümetler kurulabildi koalisyonlar ülkeyi daima bataklığa sürüklediler. Kurulan hükümetler uzun süre güvenoyu alamazdı Cumhurbaşkanı ise 20-30 tur sonunda kerhen seçilebiliyordu. Bunların devamında devletin memuru sıfatında olan ordunun idare takımı artık ihtilal yapmayı ve muhtıra ile siyasi idareye ayar veriyordu. İşte bunun devamında 1971 Ordu muhtırası siyasi idareyi sekteye uğratıyor onların istediği bir hükümet oluşturmaya çalışılıyordu. MC hükümetleri ve kamplara bölünmüş ülkemiz durmadan kan kaybediyordu. Yarım yamalak kurulan hükümetleri çalıştırmıyorlar ülke yokluklar ülkesi oluyor mazot, benzin, yağ, tüp hatta sigara kuyrukları halkı canından bezdiriyordu. Toplumda oluşturdukları kargaşa bahane edilerek 1980'de emperyalistlerle işbirliği yapılarak darbeye zemin hazırlanıyor, ülke 30-40 yıl geriye götürülüyordu. Birçok genç ya zindanlarda can veriyor ya da onlarcası uyduruk davalarla suçlu suçsuz demeden asılıyordu.

Bir müddet sonra tekrar parlamenter sisteme geçiliyor ülke merhum Özal iktidarı ile biraz olsun nefes alıyordu. Onun birkaç senelik iktidarı Cumhurbaşkanı seçilmesi ile son buluyor ardından gelen basiretsiz, cesaretsiz ve liyakatsiz başbakanlar ülkeyi yine karmaşalara ve kamplara bölüyor bu sefer de dış güçlerin içerideki piyonları irtica geliyor korkusu ile Fadime Şahin Ali Kalkancı Aczimendi lideri Müslüm Gündüz  senaryoları ile halkı ekranların başında günlerce meşgul ediyor ardından o bin yıl sürecek diyerek ağızlarından salyalar akıtan cuntacı subaylar ağababalarının emirleri doğrultusunda maaşını aldığı lideri olan devleti kendi kafalarına göre dizayn etmeye kalkışıyorlardı. Sarıklılar, cübbeliler, başörtüsü derken 28 Şubat darbesi yapılıyordu. Hükümetler istifa ettiriliyor ülkenin başbakanları bakanları susturuluyor ülkede cunta terör estiriyordu.

Allah daima doğruların yardımcısı denir ya işte bu kargaşadan bir cesur İstanbul Belediye Başkanı şiir okuyup hapis yattıktan sonra bir halk devriminin mimarı oluyor ve 16 yıllık AK Parti iktidarının temellerini atıyordu. Bir seçim iki seçim değil sayısını unuttuk seçimler istikrarın bir kez daha onaylanması niteliğinde oldu. Halkımız artık istikrar istiyordu. Kapatma davası, Ergenekon, çeteler, gezi kalkışması, FETÖ, 15 Temmuz darbe girişimi ile yıkamadıkları iktidarı bu kez "Millet İttifakı” denen derme çatma muhalefetle yıkacaklarını sandılar, ama olmadı. 24 Haziran Halk Devrimi bir kez daha yaşandı önceki gün. Ümmetin desteği, anaların gözyaşlarına karışan duasıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkan Erdoğan oldu. 4 yıl önce aldığı yüzde 52'lik oyu yeniden alarak Cumhurbaşkanlığı sisteminin hükümetini kurmak için görevi almış oldu. Artık askeri vesayet devri kapandı. Etrafımızda gelişen yıkım zulüm düzenleri ve yeni coğrafya oluşumlarına bu lider fırsat vermeyecek. İşte bu seçimler bunun için çok önemliydi. Erdoğan'sız bir Türkiye oluşturmak için ellerinden gelen her melaneti sergileyen "nefret cephesi”, bir kez daha halkın sağduyusuna ve şaşmaz adaletine yenildi. Şimdi Türkiye vakti... 


Yazarın Diğer Yazıları