BUHARİ KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİNDE VERDİĞİM KONFERANS

Yıl 18 Aralık 2019. Okul müdiremiz kıymetli gönül insanı ve dava adamı HAYRÜNİSA ÖZER kardeşim;

-"Hocam bir program yapalım, Mevlana haftası münasebetiyle” diye telefon açınca memnuniyetle kabul ettim.

Zira teklif, Buhari Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinden geliyordu. Ayrıca çok değer verdiğim, çalışmalarıyla gönüllerde taht kuran, davası uğruna gecesini gündüzüne katan bir insandan, okul Müdiremizden geliyordu.

  1. gelen her teklif, başımın üstündedir. Allah bu fakire; sağlık vermiş, ilahiyat gibi güzide bir ilim tahsili imkânı sağlamış, bu imkânı gönül sultanlarıyla paylaşmak için kitaplar yazmaya vesile kılmış, öğrencilerle hasbihal etmek, okullarda söyleşiler yapma fırsatını bahşetmiştir. Hamdolsun pandemiden önce bu güzellikleri yaşamak nasip oldu. Bu can gövdede konuk olduğu sürece hizmet etmeye hazırız. Rabbim yolundan alıkoymasın, şeytana ve şeytanlaşmış insanlara uydurmasın.

Buhari Kız Anadolu İmam Hatip Lisesindeki konferans konum; "VEFA VAKTİ” idi.

  1. yıl 746. Vuslat yıldönümünde Gönüller Sultanı Hz. Mevlana'yı, onun diliyle; "ŞEB-İ ARUS” u idrak ettik.

Konu iyi seçilmiş. Günlük hayatımızda bu söz ne kadar da sık kullanılır.

Allah'a vefa, peygambere vefa, Allah dostlarına vefa, arkadaş ve dostlara vefa, eşe vefa, evlada vefa, öğretmene vefa, ilme vefa, davaya vefa, akla vefa, ahde vefa…

"vefasız” deriz, "bizi arkadan hançerledi” sözünü söyleriz. "ne kadar da ekmeksizmiş”, "ne nankörmüş” ifadelerini hep kullanırız.

Hatta "Allah'a şükretmeyen, kula teşekkür etmez” sözü yaygındır.

Kur'an der ki; "Eğer şükrederseniz artırırım, küfrederseniz azabım şiddetli olur”.

 

 

Vefa!

Aslını arıyorum nerede saklı?
Bir semt ismi mi yoksa lafta mı vefa?
Özlemle bekliyorum vuslata aklı,
Takma isim mi yoksa rafta mı vefa?

Masalda anlatılan Anka kuşu mu?
Aşılmayan dağların dik yokuşu mu?
Riyakârca sözlerin can yakışı mı?
Oyunda hikâyede Kaf'ta mı vefa?

Kendimizi kandıran yalan sözde mi?
Samimiyetsizlikten sönen özde mi?
Sevgileri bitiren küllü közde mi?
Sahte kalabalıkta safta mı vefa?

Yazılarımızdaki hecelerde mi?
Rüyalarımızdaki gecelerde mi?
Ulaşamadığımız yücelerde mi?
Beceremediğimiz afta mı vefa?

 

Vefa, incinmemek ve incitmemektir.

 

İncitme

Gölgesinde otur amma
Yaprak senden incinmesin.
Temizlen de gir mezara
Toprak senden incinmesin.

Yollar uzun, yollar ince
Yol kısalır aşk gelince
Yat kurban ol İsmail'ce
Bıçak senden incinmesin.

Burdayım de ararlarsa
Doğru söyle sorarlarsa
Tabutuna sararlarsa
Bayrak senden incinmesin.

İl göçsün göçtüğün vakit
Yol yansın geçtiğin vakit
Suyundan içtiğin vakit
Kaynak senden incinmesin.

Toz konmasın sakın sana
Hakkı geçer halkın sana
Gücenmesin yakın sana
Uzak senden incinmesin.

(Yasaklı Rüyalar)

Abdurrahim Karakoç

İncitme

 

Hazer kıl kırma kalbin kimsenin canını incitme

Esîr-i gurbet-i nâlân olan insanı incitme

Târik-i ışkda bî-çâreyi hicrânı incitme

Sabır kıl her belâya hâne-yi Rahmân'ı incitme.

 

 

Elin çek meyl-i dünyadan eğer âşık isen yâre

Muhabbet câmını nûş et asıl Mansur gibi dâre

Misafirsin felek bağında bendin salma efkâre

Düşersin bir belâya sabır kıl Mevlâ verir çâre.

 

 

Bulaşma çark-ı dünyâya vücûdun pâk-tahirken

Güvenme mal û mülk ü mansıbın efnâsı zâhirken

Nic' oldu mâli Karun'un felek bağında vâfirken

Nedir bu sendeki etvâr-ı dert gönlün misâfirken

 

……………………………

 

Ehl-i irfânım deyü her yerde bendin atma meydâna

El elden belki üstündür ne lâzım uyma şeytâna

Yakın olmak dilersin Hazret-i Hallâk-ı ekvânâ

Cihanda tatlı dilli olması lâzımdır insana

 

(Alvarlı Efe)

 

"Nâr-ı aşk dedikleri buysa şayet;

Yanarım kor gibi, etmem gayrı şikâyet.

Düşürdün beni sen aşk havzına;

Gayrı yüzsem de "SEN”, batsam da "SEN” nihayet (FUZULİ)

Yazarın Diğer Yazıları