HASRETİN, VUSLATA DÖNDÜĞÜ AN!

Fakir aile çocukları; Ayağında ayakkabı, üstünde elbise yok. Okumak istiyor, okuyabilmek için anne ve baba her şeylerini satmaya razı! Ama yok! Rabbim vermemiş. Belki bu da bir imtihan.

Hepsinin içinde okumak, vatana, millete hizmet etmek aşkı var. Bu aşkla memleketlerinden, köylerinden, anne ve babalarından ayrılarak, bazıları devlerin imkanlarıyla parasız yatılı, bazıları paralı yatılı, bazıları; iki, üç, dört veya beş arkadaş bir araya gelerek bir göz odayı paylaşıyor!

Okul cıvıl cıvıl! Hepsinde ürkek, korkak bakışlar ve endişe hakim! Veliler bekliyor. Aslında gelen velilerin sayısı bir elin parmakları kadar az. Çünkü bu okula gelen öğrenciler fakir öğrenciler. Öyle kolejlerde, özel okullarda okuyan öğrenciler gibi değil. Öğrencilerin ayağında, ya yamalı köylü lastiği, ya yamalı pantolon, ya yakası eskimiş gömlek var!

  1. okulun çocuklarının velileri köyde; tarla ile, sap ile, saman ile, hayvan ve tarımla meşgul olan insanlar. Yani hayatlarını idame ettirmek için sırça köşklerde falan oturacak durumda değiller.
  2. çalışabilmek, sınıfını geçebilmek için ya halk kütüphanesine gidiyor, ya da mezarlıklarda çalışıyorlar. Tek bir şeye odaklanmışlar; okumak, okumak, okumak.. o azimle geldiler ve 156 kişi okulu bitirdi.

Yıl 1970. O günden bugüne 48 yıl geçmiş. Konya İmam Hatip Okulu II. Vuslat Toplantısında birlikteyiz. Bundan önceki vuslat toplantısından bu güne geçen süre içinde birçok arkadaş; ya hastalanmış, ya yatalak olmuş veya hakkın rahmetine kavuşmuş!

Hasretin, vuslata döndüğü bu anı görmeliydiniz. Herkes, sınıf arkadaşını, sıra arkadaşını arıyor. Hepsi, hayatın gailesi, dünya telaşesi, ilerleyen yaşın etkisiyle halden hale gelmiş…

Hangisi?

Bir sana baktım, bir de eskimiş resmine

Sence hangisi hayata meydan okuyor?

Hangi resim "bu" diyeyim, hangi cismine?

Dünde kalan değil, elde olan kokuyor.

 

CANIM İMAM HATİB'İM!

 

Ah okulum, canım İmam Hatib'im!

Senden aldım; okuma aşkını, fikri, şuuru,

Sen öğrettin; hakkı savunmayı, haklı gururu,

Sayende belirdi; şairlik ve yazarlık süruru.

Dinin aslını, kaynağından anlattın bana,

Dalaletten kurtardın, minnettarım sana.

Pınarından içenler, hizmete koşuyor,

Hepsi: "vatan" diyor, ülke aşkı yaşıyor!

Ah okulum, canım İmam Hatib'im!

Sevgiyi sende edindim, saygıyı sende,

Seninle; Bayrak, Kur'an sevgisi belirdi bende!

 

 

BU GÜN BİR BAŞKAYIM!

 

Bugün havamdayım, gülüş bir başka,

Sabah bir başka, güneş bir başka.

Gönlümde mutluluk ve beşaret,

İnsan, tebessüm huzura işaret.

Kurtuluşa aday olmuş gibi,

Kederler gitmiş, sinmiş tipi.

Bugün bir başkayım;

Selamım başka, kelamım başka,

İçimde güneş doğuyor bugün,

Rüzgar benden tarafa esiyor,

Bülbül her dem neşeyle ötüyor,

Gül gülüyor, sümbül gülüyor,

Gönül dostları gönüle giriyor!

Bugün bir başkayım;

Pınarlar neşeyle çağıldıyor,

Güvercin sevinçle uğulduyor!

 

GÖNÜL DOSTLARI!

 

Fikirin, sanatın hoş mekânıdır,

Kültür sofrasının has medarıdır,

Kırılmış gönüller dermanıdır,

Yüce katın, ilahi fermanıdır,

Gönül padişahı, gönül dostları!

 

Dünya insanımız ayrı güzel,

Duyguları şahsî, sonsuz, özel,

Dillerinden düşmez; şiir, gazel,

Gülistan hepsi, mis gibi hasen,

Gönül padişahı, gönül dostları!

 

İnsanlara haz verir, bilgi sunar,

Arı gibi, çiçekten çiçeğe konar,

Aşk uğruna pervane olup yanar,

Yaratana isyansız, hep O'nu anar,

Gönül padişahı, gönül dostları!

 

Güneştir, ışıktır o, herkese doğar,

Rahmet misali, her yere yağar,

Sevgidir, dosttur, her cana ağar,

Huzur verir, kalplere akar,

Gönül padişahı, gönül dostları!

 

İncitmez, incinmez, toprak misali,

Şeb-i arus bilir, o Hak visali,

Yunus, Mevlana, Hallaç timsali,

Yoktur dünyada, bunun emsali,

Gönül padişahı, gönül dostları!


Yazarın Diğer Yazıları