Konuşuyoruz da, Üzerimize Düşeni Yapmıyoruz!

Ne güzel sözlerimiz var; "lafla peynir gemisi yürümez”, "ele verir talkını, kendi yutar salkımı”, "ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol”, "Niçin yapmadığınızı söylersiniz?”, "önce iğneyi kendine, sonra çuvaldızı başkasına batır”, beş şey gelmeden önce, beş şeyin kıymetini bilin; hastalık gelmeden, sağlığın; ölüm gelmeden, hayatın; fakirlik gelmeden, zenginliğin; ihtiyarlık gelmeden, gençliğin; meşguliyet gelmeden, boş vaktin”.

Bu kavram ve sözlere dikkat ediniz; "başkası yapsın” demiyor, "siz yapın” diyor. Yüce yaratan; "Kim serre miktarı iyilik yaparsa onu görür, kim zerre miktarı kötülük yaparsa onu görür” der.

Dinleyin etrafınızı, bakın insanlara; hep şikayet, hep kötüleme, hep muhalefet… şunu demiyorlar veya demek istemiyorlar; "ben, bu ülkede yaşıyorum, bu ülkenin ekmeğini yiyor, suyunu içiyor, havasını teneffüs ediyorum. Nimetlerinden yararlanıyorum. Benim bu ülkeye karşı sorumluluklarım nedir? Hakkımı istemeden önce sorumluluklarımın farkında mıyım? Benim bu ülke sofrasında tuzum var mı? Bu ülke gemisinin su alıp batmaması için neler yapıyorum? Neler yaptım? Neler yapmalıyım?

Son zamanlarda; "ittifak” konuşulmaya başlandı. Neyin ittifakı? Zaten ittifak halinde değil miyiz? Eğer ittifak halinde değil idiysek, bir an önce bunu yürürlüğe koymak için çaba göstermeliyiz. O yüzden, "ittifak” sözü bile yerinde. Ama sadece bir iki partiyle değil, topyekun ittifak gerekli.

Artık meselenin boyutu; Tayyip Erdoğan ve Ak Parti meselesini çoktan aştı. Erdoğan da, Ak parti de, bugün var, yarın yok. Ama ülke ebed müddet varlığını sürdürecektir, sürdürmek zorundadır. Durum böyle olunca; bütün dünya üzerimize gelmeye başlayınca, mal bulmuş mağribi gibi, "ben de bu kaostan nasibimi alayım, ben de Türkiye'nin karanlığa girmesinde katkı yapayım…” diye düşünenler unutmasınlar ki, bizim ülkemiz burası, biz burada doğduk, burada öleceğiz. Bu vatan için ne şehitler verdik, veriyoruz… bu şehitlerimizin kanı yerde mi kalacak? Üç beş çapulcu sürüsüne pabuç mu bırakacağız?

Değerli dostlar, başkalarını kötülemek yerine, görevimizi yapalım. Sosyal medyaya bakıyorum; hepsi ağız birliği etmişler gibi ABD ağzıyla konuşuyor, Avrupa'nın, İsrail'in aklıyla hareket ediyor! Hiç milli ve yerli düşünen yok!

 

Ne Yaptın Allah İçin?

Elest bezminde söz vermedin mi?
Şerefli varlıksın, görmedin mi?
Dünya senin emrinde, bilmedin mi?
Bunca yıl ne yaptın Allah için?

Ne ekersen, onu biçersin,
Durmadan; haram yer, içersin!
Allah'ı dinlemezsen, imansız göçersin!
Kendine bir sor; "Ne yaptın Allah için? ”

Evine helal mal götürdün mü?
Paranı helale yatırdın mı?
Helal; sebze, meyve bitirdin mi?
Rızkına bak da söyle; "Ne yaptın Allah için? ”

Hak yemeden çalıştın mı?
Doğru söze alıştın mı?
İyilere karıştın mı?
Cevap ver; "Ne yaptın Allah için? ”

Hiç selam alıp verdin mi?
İnsanlığa sevgi bağı serdin mi?
Hatır, gönül bildin mi?
Söylesene, ne yaptın Allah için?

Çocuklarla ilgilendin mi?
Ailenle bilgilendin mi?
Kur'an'la belgelendin mi?
Anlat bana; ne yaptın Allah için?

Yedin, içtin, gezdin, tozdun…!
Hak'tan geldin, düzeni bozdun!
Rab verince iyice azdın!
Allah aşkına, ne yaptın Allah için?

Bugün sağlıklısın, ya yarın? ...
Sağlıkta var mı ayarın?
Ecel geliverirse, nedir kârın?
Düşünsene, ne yaptın Allah için?


Yazarın Diğer Yazıları