MA’ŞERİ VİCDANIN SESİNİ DİNLEMEK

Şu günlerde gündemden düşmeyen, herkesin ortak seslendirdiği konu; Ayasofya. Tarihi açıdan olması gereken, ilmen, fikren, vicdanen, manen de yapılması icap eden husustur bu. "Ma'şeri vicdan” dediğimiz, halkın sesi de bu doğrultuda yükseliyor.

Asıl olan; halkın sesine kulak vermek, tarihi hakikatlere kapı aralamak, yanlışlar varsa onları gidermek için çare üretmek. Demem o ki; mabet olarak yapılan her şeyin yine mabet elbisesiyle devamını sağlamak. Ayasofya bir mabet olarak yapılmıştır. Fetihle birlikte yine mabet olarak varlığını sürdürmüştür. Onun hakkı mabet olarak kalmasıdır, müze olması hem vicdana, hem ilme, hem de tarihi hakikatlere terstir. Bu konudaki fikir ve düşünceleri sizinle paylaşmak istiyorum;

Prof. Halaçoğlu'ndan Ayasofya iddiası: Atatürk imzası gerçek değil

İstanbul'un günümüze ulaşan en önemli tarihi simgelerinden biri olan Ayasofya müzesinin eskiden olduğu gibi camiye çevrilerek tekrar ibadete açılması gündemdeyken, Türk Tarih Kurumu'nun eski başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu tarafından çarpıcı bir iddia ortaya atıldı. Prof.Dr. Halaçoğlu, Ayasofya'nın müze haline getirilmesi için hazırlanan kararnamenin sahte olduğunu ileri sürdü. https://www.mynet.com/prof-halacoglu-ndan-carpici-ayasofya-iddiasi-ataturk-imzasi-gercek-degil-

Danıştay reddetse bile Ayasofya açılır

Hukukçular, Danıştay'ın Ayasofya davasını reddetse bile cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya yasal bir düzenleme ile çok kolay açılabileceğine dikkat çekiyor

Kaynak: Danıştay reddetse bile Ayasofya açılır

Fırıncı ağabeyin açıklaması şöyle:

Fatih Sultan Mehmed Hazretleri İstanbul'u 567 yıl önce 29 Mayıs 1453'te fethettikten sonra Ayasofya'yı camiye çevirdi. Fetihten 1934'e kadar geçen 481 yıllık süre boyunca pek çok tadilat ve imar gören Ayasofya muazzam bir Cami Külliyesi haline getirilmiştir.

Bu kahraman milletin ebedî bir medar-ı şerefi

Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri Ayasofya Camii'nin bu vaziyetini "bu kahraman milletin ebedî bir medar-ı şerefi ve Kur'an ve cihat hizmetinde dünyada pırlanta gibi pek büyük bir nişanı ve kılıçlarının pek büyük ve antika bir yadigarı” sözleriyle zikretmektedir.

Ayasofya Camii 24 Kasım 1934'te hukuki geçerliği tartışmalı bir kararname ile camilikten çıkarılıp müzeye dönüştürüldü ve bu statü ile milletimizi derinden üzen bir mesele olarak günümüze kadar geldi.

Ayasofya Camii'nin müze statüsü sömürgeci devletlerin İslam'ı unutturmanın planıdır

İslam'ın galibiyetinin sembolü, İ'la-yı Kelimetullah hizmetinin pırlanta-misal bir nişanı ve Müslüman Türk milletinin askeri zaferinin bir yadigarı olan Ayasofya Camii'nin müze statüsü, bir asır önce İslam alemini ve ülkemizi yangın yerine çeviren sömürgeci devletlerin Ayasofya Camii'nin temsil ettiği bu dini, milli ve manevi değerleri milletimize unutturmak istemesi hedef ve planının bir sonucudur. Müslüman milletimiz Allah'a şükür ki artık bu hedef ve planın farkındadır ve bu planı bozma irade ve kuvvetine de sahiptir.

Artık zamanı geldi

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri'nin talebelerinin kurduğu İstanbul İlim ve Kültür Vakfı olarak Üstadın 1950'ler de Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine ve Hükümet Başkanına en önemli üç tavsiyesinden biri olan "Ayasofya'yı beş yüz sene devam eden vaziyet-i kudsiyesine çevirmenin” zamanının artık geldiğine inanıyor ve muhterem Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Bakanlar Kurulundan Ayasofya Camii'ni asli hüviyetine kavuşturup ibadete açmalarını önemle talep ediyor ve zaten var olan bu yöndeki irade ve azimlerine milletçe sonuna kadar destek vereceğimizi beyan ediyoruz ve onları tebrik ediyoruz. ( Ayasofya Camii'nin müze statüsü İslam'ı unutturmanın planıdır )

Murat Bardakçı: Savaş sebebi bile olsa Ayasofya cami haline getirilmeli

Ayasofya'nın müze kalmasına karşı olduğumu ve beş asır boyunca cami olarak kullanılan "fetih sembolü” mabedin eskisi gibi yine cami haline getirilmesi gerektiğini senelerce yazdım ve söyledim

Tarihçi Murat Bardakçı, Ayasofya'nın müze kalmasına karşı olduğunu ve beş asır boyunca cami olarak kullanılan "fetih sembolü” mabedin eskisi gibi yine cami haline getirilmesi gerektiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ayasofya Camii'nde yaptığı konuşmada hayli heyecanlandığını ve heyecanını da açıkça ifade ettiğini hatırlatan Bardakçı, Haber Türk'teki yazısında "Heyecan hissetmeden konuşması aslında zaten pek mümkün değildi, zira Cumhuriyet tarihinde ilk defa Ayasofya'da bir Cumhurbaşkanı'nın huzurunda Kur'an okunuyor ve Cumhurbaşkanı mabedin içerisinde bir topluluğa hitap ediyordu... Ayasofya'nın müze kalmasına karşı olduğumu ve beş asır boyunca cami olarak kullanılan "fetih sembolü” mabedin eskisi gibi yine cami haline getirilmesi gerektiğini senelerce yazdım ve söyledim" dedi.

Yunanistan "savaş sebebi” bile sayılabilir ama...

Ayasofya'nın camiye çevrilmesi durumunda Yunanistan'ın savaş sebebi sayacağını ileri süren Bardakçı, "Böyle bir kararın siyasî bakımdan nasıl büyük zorluklar taşıdığının, bugün için imkânsız gibi olduğunun, hatta Yunanistan tarafından "savaş sebebi” bile sayılabileceğinin de farkındayım ama gönül fethin sembolü olan mabedin kapalı kalmasına razı gelmiyor" şeklinde yazdı.

"Atatürk'ün malumatı dışında yapıldı” demek ucuz bir abukluk

Daha sonra sözü Ayasofya'yı müzeye çeviren kararnamedeki Atatürk imzasına getiren Bardakçı, imzanın ve resmi antetli kağıtla ilgili şüphelerini dile getirdi.

Bardakçı yazısını şöyle sürdürdü:

"Ayasofya'nın Atatürk'e haber verilmeden sahte bir kararname ile müzeye çevrildiği gibi komik bir iddiada bulunacak değilim. Asırlardır cami olarak kullanılan mabedin 1934'te müze yapılması öncesindeki bütün gelişmeler ayrıntıları ile bilinmektedir ve "Bu iş, Atatürk'ün malumatı dışında yapıldı” demek ucuz bir abukluk olur.

Ama ortada kararnamenin altındaki imza meselesinin haricinde sözünü ettiğim diğer tuhaflık da mevcut: Metnin, antetleri farklı iki sayfaya yazılmış olması...

Akla bin bir türlü ihtimaller getiren bu muammanın hallinin yolu tektir: Başbakanlık Cumhuriyet Arşivleri'nde 49-79-6 numarada muhafaza edilen Ayasofya Kararnamesi'nin devlete ait bir kriminal laboratuvarında titiz şekilde incelettirilmesi, öncelikle de Atatürk'e atfedilen imzanın sahte olup olmadığının ortaya çıkartılması! (Murat Bardakçı: Savaş sebebi bile olsa Ayasofya cami haline getirilmeli)


Yazarın Diğer Yazıları