NE YİĞİTLER VAR ÜLKEDE!

Değerli dostlar, vermenin, el uzatmanın, yardımcı olmanın, güneş misali insanların üstüne doğmanın, veren el olmanın…yaşı, cinsiyeti, ırkı, vatanı, milliyeti ve dini olmaz. Vermek başka bir duygu. Kimi malından verir, kimi bilgisinden verir, kimi canından verir, kimi kanından verir, kimi; Güleryüz, tatlı dil, gönül alıcı sözler söyleyerek gönülleri fethederek verir!...”verecek bir şeyim yok ki” sözü geçersiz. İman varsa imkân da vardır. Size bu hususla ilgili dikkat çeken bir hikâye aktaracağım;  Çocuk Esirgeme Kurumunda yetişmiş. ŞEHİT komando uzman çavuş MURAT AKMAN, ailesi olmadığı için TÜRK MİLLETİNE MEKTUP yazmış. Bu mektup da son mektubu olmuş. 

MURAT AKMAN tarihe bu mektupla not düşmüş şehit..!

Doğduğunda ailesi tarafından bir çöplüğe atılarak terkedilmiş ve çocuk esirgeme kurumunda büyümüş..!

Murat Akman 18 yaşına geldiğinde evi gibi bildiği ÇEK'dan ayrılmış..!

Ancak Ç.E.K.İle bağlantısını hiç koparmamış ve oradaki çocuklara yardımcı olabilmek için elinden geleni yapmış..!

Askerlik görevini komando olarak yerine getirirken devletin kendisine bağladığı maaşı çocukların ihtiyaçları için Ç.E.K.'na göndermiş.

Çıktıkları operasyonlar da hayati tehlikesi olması sebebiyle son mektubu olabileceğini düşündüğü bir mektubunu birlikte büyüdüğü bir arkadaşına ulaştırılmak üzere bir asker arkadaşına emanet etmiş..!

Murat Akman ŞEHİT olunca mektubunu teslim ettiği arkadaşıyla birlikte büyüyen arkadaşına ulaştırmış..!

Mektup bu arkadaşı tarafından Murat Akman'ın vasiyeti üzerine bir yayın kuruluşuna belirli bir meblağ karşılığı devredilmiş ve şehit askerin vasiyeti üzerine medya kuruluşunun ödediği para Murat'ın büyüdüğü çocuk esirgeme kurumuna bağışlanmış..!

İşte Şehit Murat'ın yayınlanan SON MEKTUBU...........

"Bu yazı bir komando uzman çavuş mektubudur ve siz bu mektubu gazeteden okuyorsanız ölmüşüm demektir. Bir ailem olsaydı bu mektubu onlara yollamak isterdim ama yok.

Size koğuştaki ranzamdan yazıyorum. Şu an etrafımda Adana, Ağrı, Sivas, Edirne, Diyarbakır, Ankara, Antalya, İzmir, Urfa, Trabzon... Türkiye'nin dört bir yanından birbirini tanımayan ama birbirlerinin canını korumaya yemin etmiş bir sürü asker var. Birazdan operasyona gideceğiz, tek dileğimiz kayıp vermeden geri gelmek.

İlerde ölürsem eğer diye bir mektup yazmak çok zor. Aklına getirmek istemez ya insan ölümü, hani her zaman bir umut vardır ya. Askerliğim bittikten sonra yırtıp atacaktım bu mektubu ama şu an okuyorsanız yırtamadım demektir. Zaten pek de kalem tutmaz elim. Silah tutmayı daha iyi bilirim. Sizi korumam için siz öğrettiniz silah tutmayı.

Tuhaf olan siz bu mektubu okurken ben neden öldüğümü bile bilmiyor olacağım. Ya bir mayına bastım ya da yediğim bir kaç kurşun. BİLENİNİZ VARMI BEN NASIL ÖLDÜM???

Kışlada her televizyona bakışımda birbirinizi öldürdüğünüzü, birbirinizin canını yaktığınızı gördüm. Müziğin sesini çok açtı diye komşusunu vuranlar, gücü kadına yetenler, cebindeki on lirası için adam vuranlar, kız arkadaşına baktı diye alayını bıçaklayanlar…

Bileniniz var mı BEN KİMİ KORUMAK İÇİN ÖLDÜM???

Eti az pişti diye garsona çıkışan adam; sen rahat uyu diye kurşunlar başımın üstünden geçerken ben dağda her bulduğumu kesip yedim. Arabasını solladılar diye levyesini kapıp arabadan inen adam, beni bir çöp bidonuna atıp giden anam; söylesene BEN KİMİN İÇİN ÖLDÜM???

Yetimhanede ve askerde en güzel şeyin ekmeğin bölmek olduğunu öğrendik biz. Pekiyi size neyi bölmeyi öğrettiler?

Sizi önce Allah'a sonra birbirinize emanet ediyorum. Ben sizden razı oldum Allah da sizden razı olsun....”

 

Ne Yiğitler Var Ülkede!

Kötüleri imha eyler, 

Örenleri inşa eyler,

Mazlumları ihya eyler,

Ne yiğitler var ülkede!

 

Biter gece sabah olur,

Nefsi bilen Rabbi bulur,

Hak'tan sevap ecir alır,

Ne yiğitler var ülkede!

 

Çalanlara göz açtırmaz,

Hainlere söz açtırmaz,

Yalanlara öz açtırmaz,

Ne yiğitler var ülkede!

 

Hizmet için verdi ahit,

Vatanına onca şehit,

Yer gök sema kurt kuş şahit, 

Ne yiğitler var ülkede!

 

Teröriste aman vermez,

Hainlerle dostluk kurmaz,

Kul hakkına asla girmez,

Ne yiğitler var ülkede!

 

Anadolu!

Edirne'den, Sinop Muş'a,

Van şehrinden, git Maraş'a

Siirt'imiz Samsun Kaş'a,

Dostu sarar Anadolu!

 

Konya ili meşkin yeri,

Mevlana var gönül eri,

Şeb-i arus can feneri,

Hayat verir Anadolu!

 

Erzurum'un has dadaşı,

Kara Fatma arkadaşı,      

Nene Hatun öz kardaşı,

Gönle girer Anadolu!

 

Akdeniz'de Yörükler var,

Usanmaz hiç gezer diyar,

Misafiri görüp sayar,

Mihman sorar Anadolu!

 

Mevsimleri sonsuz güzel,

Muhabbeti bitmez ezel,

Bakışları kula özel,

Nefret kırar Anadolu!

 

Kardeşliğe davet eder,

Yiğitlerle yola gider,

Vatan için hep cenk eder,

Düşman vurur Anadolu!

 

Ankara'da Hacı Bayram,

Sevenlere salar ilham,

Dolar taşar kutlu makam,

Ârif arar Anadolu!

 

İstanbul'un tadı başka,

Eyüp Sultan adı başka,

Sahabiyle dolan köşke,

Öze varır Anadolu!


Yazarın Diğer Yazıları