SİLAHŞÖR HAKEM

Süper kupanın saha dışı yaşanan olaylardan sonra takıma etkisi hatta diğer taraftan özellikle hakeme etkisini dikkate alarak izleyeceğim bir maçtı.

Süper kupa alınarak ve güzel bir oyun sergileyerek başlanan sezonda Atiker Konyaspor'dan galibiyet ümit edebileceğimiz bir maçtı.

Bu sezon Atiker Konyaspor açısından kritik ve fazlası ile önemli bir sezon olacak. Son iki sezonda yaşanan başarıların sürekliğinin sağlanması adına önemli sezon olacak. Sahada bu başarıyı sağlayacak bir takım vardı. Bundan hiç şüphem yok. Takım bu görüntüyü çok net verdi. Mesele şu ki saha dışı olaylar buna ne kadar izin verecek bu konu ile ilgili kaygılarım gidebileceği en üst noktaya kadar yükseldi.

Maça iyi başlayan, Fofana'nın golüyle başlayan Konyaspor, 20li dakikalara kadar daha üstün gözüktü. Rakibin üstün gözüktüğü bölüm bu 20li dakikalardan ilk yarı sonuna kadar olan bölümdü. 50. dakikadan 75lere kadar oyunda üstünlüğü kuran yine Konyaspor oldu. Kalan dakikalar ise her iki takımında üstünlük kuramadığı dakikalardı.

Maçta herhangi bir takım açık ara bariz bir üstünlük kuramasa da daha üstün kazanmaya daha yakın olan taraf, kazanmayı net bir şekilde hak eden Konyaspor'du. Göbekte yer alan iki stoperin birlikte yaptığı çok basit iki hata Burak'ın iki gol bulmasına neden olurken, boş kaleye atılamayan goller maçın hak etmeyen tarafa gitmesini sağladı.

Sahada hatalı olan stoperler, gol kaçıranların dışında daha da hatalısı elbette ki hakemdi. Fazlası ile rezil bir yönetim gösterdi. Baştan söyleyeyim futbolcuların hata yapma hakkı vardır ama hakemlerin insan olmaktan kaynaklı hatalar dışında hata yapma hakkı yoktur. Bariz net bir şekilde görünen pozisyonları doğru kararlarla sonlandırma zorunluluğu vardır. Çünkü futbolcuların hataları kendine ve içinde bulunduğu camiaya zarar verir. Hakem hataları ise bir takımın hakkının alınıp diğer takıma verilmesidir. Buna da kimsenin hakkı yoktur. Hele ki işi adalet olan kişilerin adaleti böylesine yerle bir etmeye hakkı yoktur.

Maçı normal şartlarda Konyaspor'un galip geleceği ama sahada sarı gömlekli bireyin etkisi ile Trabzonspor'un kazandığı şeklinde özetleyebiliriz. Bir maçın sonucuna sadece verilen veya verilmeyen penaltı ile etki edilmez. Hakem bariz bir şekilde maçın kazananını değiştirdi.

Hakemi anlatmak için Skubiç'in sarı kart gördüğü pozisyondan başlayalım. Net bir şekilde faulsüz topla rakibinin arasına girerek topu arkadaşına kazandırdığı pozisyonda hem faul hem sarı kartı izleyenler gördü. Bu pozisyonu ölçü aldığımızda rakip takımın hayli sayıda kırmızı kartı olacağı açık. Bu pozisyonu düşünmeden dahi baktığımızda en az iki kırmızı kart olması gereken pozisyonlar var.

Önceki yazılarımda kırmızı olması için illaki ayağının kırılması mı gerekir? Sorusunu sorardım. Cevabını bu maçta bulduk ayak da kırıldı ama yine kırmızı kart gösterilmedi. Demek ki ayağın kırılması da yetmiyormuş. Kendini yere atan Trabzonsporlu futbolculara düşünmeden fauller çalan, Konyaspor'a yapılan sert faulleri görmeyip, gösterilmesi gereken kartları göstermeyen hakemin kararları Trabzonsporlu futbolcuların sert oynama arzusunu iyice artırmış, bilerek, isteyerek, şuursuzca tekme atma hakkını fazlasıyla artırmıştır. Bu hakka fazlası ile sahip olan Trabzonsporlu futbolcular ise rakibine saygı göstermeden tekme atabilme özgürlüğünü abartarak yaşadılar. Traore'nin ayağının kırılmasında baş sorumlu yönetimi ile bu olaylara zemin hazırlayan hakemdir.

Hakemin üzerinde ayağı kırılan Traore'nin hakkı vardır. Traore'ye yatırım yapan ve para harcayan Konyaspor'un hakkı vardır. Traore'yi izlemek isteyen Konyasporlu taraftarların ve futbolseverlerin hakkı vardır. Traore'yi izleme hakkımı elimden alan hakeme hakkımı helal etmiyorum.

Yıllardır taraftar sorunları yaşayan Türk futbolu süper kupa maçında bir başkasını daha yaşadı. Yıllardır çözülemeyen, çözülmesinde çekinilen, çözümünde yan yollara sapılarak biriktirilen bu sorunların topyekun cezası Konyaspor'a kesilmeye çalışılıyor. Yıllardır Konyaspor'a karşı kasti ve acımasız diyebileceğimiz yapılan hakem hataları bu maçtaki hakem yönetimi ile anlaşılmıştır ki hazımsız bir şekilde artarak bu sezon uygulanmaya devam edeceğini göstermiştir.

Bunca yaşanan sorunlar karşısında hiçbir kulüp başkanının Konyaspor başkanı Ahmet Şan kadar olgun ve çözüm odaklı tavır sergilediğine şahit olmadım. Hata yapan taraftarları ve olacak olanları Konyaspor maçlarından ömür boyu yasaklayacaklarını söyleyen, makul cezaya itiraz etmeyeceğini söyleyen ve tribündeki olumsuz olaylarla mücadele edip taraftarlarla ilgili projeler üretip uygulamaya çalışan bir başkan Ahmet Şan… Belli ki bu başkanın takımının daha mahkeme başlamadan kalemi kırılmış. Ama şu var ki Konya'nın bu kırık kalemi tamir edecek ve sağlam bir şekilde gerekli ellere teslim edecek gücü vardır. Yeter ki bu gücün teslim edildiği yetkililer tembellik yapmasın.

Sahada silahşör bir hakem vardı. Merakım ve korkum odur ki bu silahşör hakem sayısının artması ve hedef tahtasında Konyaspor'un konması…

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları