70 Yıl Önceki Köyü Şehre Bağlayan Telefon -2-

Köyde çok zarar yapan muhtar aza dinlemeyen derebeyi efe tabir edilen biri varmış. Her taşın altından her zarardan o çıkar muhtarlığın yasak ettiği her hatayı yaparmış. Cezadan korkmaz beladan yılmaz, bir gün akıllı köy muhtarı Yahu ali sana bir işim düştü hep bej seni idare ediyorum sende benim şu işimi yapıver der. Bunu fırsat sanan Ali hemen ne ise yapayım Mıktar der, yahu karakola (Hatıp) 40 km bir yazı gidecek sen ayağına çeviksin bu kağıdı karakola verip gelir misin? Hay hay Mıktar hemen, Ali okuma yazma bilmemektedir muhtar karakol komutanına şöyle yazmıştır. Bu adam bizi dinlemiyor hakkından gelemedik sen bunu bir benzetiver demiş kağıtta. Adam okuyamadığından koşa koşa karakola gider kağıdı verir dönmek ister ama dönüşü gittiği kadar hızlı olmaz tabi o yarım günde gittiği yolu iki günde zor gelir. Muhtar sorar ne yaptın Ali kağıdı verdin mi? Verdim ulan Muhtar bir daha o kağıdı okuma bilen birine okutmadan gidersem iki olsun der. Ama bir daha Mıktara karşı gelemez ne demişler dayak cennetten çıkmadır.

Bu yazımı 1958 yılında kendi yaşadığım bir olayı anlatarak bitirmek istiyorum.

Okuldan yeni çıktım köylümüz bir yaşlı emmi ile köy sığırlarına çoban oldum, bir akşamüzeri sığırları otlatmış köye dönüyorduk, bir çay kenarında köylümüz bir adamı büyükçe yaş bir söğüt ağacını keserken gördüm. Çoban arkadaşım Emmi ye adamı işaret ederek bak emmi bu adam söğüt'ü kesiyor neden acaba deyince emmi beni azarladı ve eli ile itekledi yürü diye. Ona şaşkınca bakınca bilmem diyen baş kurtarır görmedim bilmem diyeceksin yoksa başımız belaya girer dedi. Sesimi kestim, aradan 2-3 gün geçti akşam bir bekçi geldi babama Osman ağa senin Ismayılı bu akşam muhtar odasına çağırıyorlar mutlaka gelin dedi. Ben başladım titremeye acaba bilmeden bir suç'mu işledim diye, babam merhum korkma guzum beraber gideri dedi akşam yemek sonrası babam önde ben arkasında Muhtar odasına vardık.

Babam beni dışarıda bırakıp içeri girdi ve Muhtara Mehmet ağa ne oldu Ismayıl çok korkuyor bir gabahat işlediyse ben cezasını ödeyeyim çocuğu içeri çağırma dedi. Muhtar gayet yumuşak bir eda ile yok yok Osman çağır gelsin Ismayıl ona bir şey soracağız bildiğini söyle o çünkü yalan hile bilmez saf dedi ve kendisi dışarıya gelip gel hay len ne korkan be herkes senin tanıdığın emmilerin dedi. İçeri girdim benim çoban arkadaşım emmi de oradaydı.

Muhtar bana dönerek o söğütün kesildiği mevkiyi hatırlatıp orada söğüt kesen adamı gördün mü dedi? Gördüm dedim. Kimdi? Falan kişi idi. Benim çoban arkadaşım emmiye döndü bu çocuk gördü de sen niye görmedin dedi adam başını önüne eğdi ben bilmem Mıktar görmedim işte deyip odadan çıkıp gitti. Muhtar ve oradakiler bu adam korkar söyleyemez sen ona bakma Ismayılın ifadesi sağlam getirin suçluyu dediler. Ve hemen aralarında şöyle konuştular aman adama görgü şahidi sağlam aman yemine filan davranma diyelim yemin edipte avradı filan boş düşmesin deyince ben yine korktum ve beni başka bir odaya aldılar suçluyu içeri çağırıp yemine davranmaması konusunda uyardıktan sonra söğüt kesmenin sebebini sordular. Karşısında onun tarlası olduğunu sel gelince bu söğüt ağacından dolayı tarlasını sel bastığından kestiğini söyleyince. Onu bize söyleyecektin biz icabına bakar işi çözerdik kendi başına bu işi halletmek suçtur bu söğüt sahibine 100 lira para ödeyeceksin dava sulh olacak dediler adam kabul etmedi. Olayı şehre mahkemeye taşıdı.

Aradan birkaç ay geçti beni bu sefer şehirdeki mahkemeye çağırdılar, yine babam ve muhtar ile gittik mahkeme salonunda bekledik saat geldi bir adam davalı filan davacı filan şahit İsmail Detseli deyince yüreğim yerinden çıkacak gibi oldu. Muhtar teselli ederek korkma barabar (Beraber) gireceğiz hakimin yanına sen ne sorarlarsa doğru bildiğini gördüklerini söyle dedi.

Girdik Hakim bana baktı kaç yaşındasın oğlum dedi 13 yaşındayım emmi dedim. Hâkim güldü muhtara niye bu çocuğu yazdırıyorsun Muhtar şahitliği geçerli değil ki, deyince Muhtar hakim beğim bu çocuk çok aklı ve dürüst kimseye karşı bir husumeti olamaz esasen biz köy muhtar heyeti olarak bu davayı tatlıya bağladık suçluya 100 lira mal sahibine öde bir daha böyle kendi kendine iş yapma dedik ama bu suçlu kabul etmedi 100 lirayı çok buldu işi Mahkemeye taşıdı deyince. Hâkim suçlu adama sordu muhtarın dedikleri doğru mu? Doğru Hakim beğ Peki niye kabul etmedin bu cezayı çok beğim 100 lira o söğüt o parayı etmez ki dedi. Söğüt o parayı etmese de senin yaptığın suç bence daha fazla eder şimdi karar veriyorum mal sahibine suçlu 150 lira ödeyecek, mahkeme masrafları ve şahitlik paralarını da yine suçluya ödetmek üzere mahkemeyi bitiriyorum Muhtarlık oradaki durumu bizden daha iyi bilir. Ve karar verir şayet bununda kabul etmez isen keşif parası yatırırsın biz keşfederiz deyip suçlunun cezasını artırdı bana da 10 lira şahitlik parası ödediler. İşte davalar böyle olurdu eskiden Muhtar ve heyeti böyle salahiyetli idi.


Yazarın Diğer Yazıları