18 MART DEYİNCE…

Evet, 18 Mart deyince hemen akla Çanakkale Zaferi gelir. Çanakkale Savaşı yalnız bizim tarihimizin değil yakın dünya tarihinin en önemli savaşlarından biridir. Çanakkale Boğazı'nı savaş gemileriyle zorlayarak aşma, böylece İstanbul'a kavuşma isteği Avrupa büyük devletlerinin çok eskilerden beri tek hayalleridir.

İşte bu yüzden 1914 yılında I. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla İtilaf devletleri, fütursuz emellerini gerçekleştirme fırsatının doğduğuna inandılar. Hemen İngiltere ve Fransa işbirliği yaparak 3 Kasım 1914 günü alacakaranlıkta Bozcaada'dan Boğaz'ın ağzına doğru yaklaştılar.

İngiliz Donanma Komutanı Amiral Carden Çanakkale önlerinde gösteriler yaptı ve düşman denizaltıları boğazı geçmeye kalktılar. 24 Kasım 1914 günü bir Fransız denizaltısı Boğaz sularında görüldü. 2 Aralık günü İngiliz denizaltısı da bir deneme yaptı. Derinden engelleri aşarak Boğaz'a girdi. Yediyüzelli metre ilerde bulunan Mesudiye zırhlısına torpil atarak bu gemimizi batırdı.

19 Şubat 1915 günü düşman savaş gemileri öğleye kadar uzun menzilli bir bombardımana girişti. Boğaz'a iyice sokuldular. Tabyalarımız akşama doğru düşman savaş gemilerine karşılık verdi. Ertuğrul ve Orhaniye tabyalarından atılan ateş karşısında düşman oldukça bocaladı.

İtilaf devletleri gemileri diledikleri gibi ilerleyemiyor, amaçlarına ulaşamıyordu. Hatta zehirli alevli gaz kullandılar. Rabbin izniyle rüzgâr ters yöne esti. Tarumar oldular, şaşkına döndüler. Amiral Carden görevden alındı. Yerine 17 Mart 1915 günü Robeck atandı.

Yeni komutan 18 Mart 1915 günü donanmayla Boğaz'a saldıracağını, yakında İstanbul'da olacağını Londra'ya bildirdi. 18 Mart 1915 Tarihinde İngiliz ve Fransız savaş gemilerinden oluşan, o dönemin en büyük deniz gücü, üç filo olarak sabahleyin Çanakkale Boğazı'na girdi. Savaş gemileri şiddetli bir ateşe başladılar.

Bu arada Mesudiye tabyası da ateşe başlamıştı. Mesudiye üzerine ateş açılınca Hamidiye onun yardımına koştu. Bu arada kıyı bataryalarımız düşman üstüne ateş yağdırmaya başladılar. Bunalan düşman kaçmak isterken topçu atışlarıyla karşılaşıyordu. Düşman gemilerine göz açtırılmıyordu.

Türk tabyaları, Boğaz'ı geçmeye çalışan düşman gemilerine durmadan ateş ettiler. Açılan ateş yağmur gibi yağmaya başlayınca düşmanlar panik içinde kaçtılar. Bu arada düşman savaş gemilerinden İnflexible, İrressitible büyük hasar gördü. Batanlar oldu. Daha sonra Queen Elisabeth ve Agamemnon yaralandı. İtilaf devletleri Çanakkale Boğazı'nı denizden aşamadılar. Büyük kayıplar vererek Çanakkale Boğazı'nın geçilemeyeceğini öğrendiler.

Böylece 1915 baharında parlak umutlarla karaya ayak basan birleşik düşman ordusu 1916 kışında bozguna uğrayarak çekip gitti. Her metrekareye altıbin mermi düşmüş, 250 binin üzerinde askerimiz şehit olmuştu. Düşman kayıpları ise bu rakamın üstündedir. Vatan şairimiz Mehmet Akif ERSOY’un dörtlüğü ile bu zaferi kutluyor, şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.

Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları