ARKASI YARINLARDA BIRAKTIK DÜNÜ -2

Tabi unuttuğumuz çayları yudumlarken arada bir de bisküvi atıştırıyordum ben. Sağımda oturan bir arkadaşımın bisküvileri çayla birlikte peş peşine ağzına tıkmaya başladı.

Sağımda oturan bir arkadaşımın bisküvileri çayla birlikte peş peşine ağzına tıkmaya başladı.
Bunu gören Hayri amca başladı tabi anlatmaya. 1980'li yıllar... 30x30x30 ebadında bisküviler satılırmış bakkallarda.

Şimdi olduğu gibi ambalajlı değil. Parana göre bakkal amca verirmiş. Bakkal deyip geçme!

Gaz sobalarının yoğun olarak kullanıldığı 70'lerde ve 8ü'lerde mahalle bakkallarının kuytu köşelerinde, altlarında muslukları olan silindirik gaz depoları varmış. Bakkala ellerindeki plastik bidonlarla giden vatandaşlar, bunlara 6-12 litre arası gazı doldurtarak evlerine götürürlermiş...

Muslukları sürekli damlatan bu depolar yüzünden bütün bakkalların içi kesif bir şekilde gaz kokarmış. 70'lerin sonundaki akaryakıt darlığı yıllarında ise, bakkalların önünde yoğun kuyruklar oluşur.

Kişi başına 6'şar litreden fazla gaz satılmazmış. Aman Allah'ım. 0 zamandan insanların geçimi hep ite kaka oluyormuş. Bu haberleri doğru düzgün televizyondan da izleyemezlermiş Hayri Amcagil.

Televizyon yayınlarının çok kısıtlı yapılabildiği 70'lerde hafta içi her gün 10.00-10.20 saatleri arasında "Arkası Yarın" adı verilen sürekli radyo piyesleri yayınlanır.

Dinleyicilerin konuya adapte olabilmeleri için, kapı gıcırtısı, ayak sesi, yağmur, rüzgâr, uğultusu, kuş cıvıltısı, motor çalışma sesi gibi birtakım ses efektleriyle zenginleştirilmiş karşılıklı diyaloglardan oluşan piyesler, Türk ve dünya klasikleri ağırlıklı olurmuş.

Bu piyeslerin tanıtma yazısı açıklamalarında en akılda kalanı ise; "Efekt: Korkmaz Çakar"mış. Adı geçen şahıs, yukarıda anlatılan efektlerden sorumlu ses görevlisinin adıymış. Görmedikleri adama da bu ismi vermişler.

Gazetelerin de bu yüzden ikinci baskısı olurmuş. Radyolarda kısıtlı yayın olduğunda 12 saatlik periyodik aralıklarla gazeteler çıkar…
 
Bu çıkan gazeteleri de iskelelerde, vapurlarda, caddelerde "...Yaazııııyoooorr!" diye gevrek bir ağızla bağırarak satan, günlük harçlığını çıkaran bizim yaşlardaki çocuklar da o yıllarda bu işi yaparmış.

Okula şimdiki gibi haftanın beş günü gitmiyorlarmış. İlk ve ortaokullar, 1974 yılına kadar Cumartesi günleri de öğrenime devam eder, cumartesileri diğer günler gibi tam değil yarım gün kabul edilirmiş.

Bu yüzden öğretim iki saatmiş.

Devam edecek…


Yazarın Diğer Yazıları