AH ŞU GAZETECİLER!

“Ah şu gazeteciler!” Demeden önce, şöyle bir düşünün! Kendinizi onların yerine koyarak düşünün! Siz o görevi yapsaydınız, nasıl bir gazeteci olurdunuz acaba? Sanırım, “öncelikle başkalarının özel hayatına girip paparazziler gibi masum insanların canını yakmazdım!” Dersiniz.

Yahut “hiç suçu yokken yalan haberle bir şeyden haberi olmayan bir vatandaşa maddi-manevi zarar açmazdım!” Gibi uzayıp giden cümleler kurardınız. Birçoğunda haklı olabilirsiniz. Tabi ki böyle halkına yanlış yapan gazetecileri bu günün anlamından biraz uzaklaştırmak isterim.

Efendim! Bugün 10 Ocak gazeteciler günü… Yani gazeteciler günüyle, basın organlarının yayın yapma ve halkımıza bağımsızca haber verebilme özelliğine dikkat çekilmesi hedeflenir. Malum ya, Dünya'da ve ülkemizde yaşanan olaylardan basın-yayın organları vasıtasıyla haberdar oluyoruz.

Bu iletişim organları olmasaydı ülkenin bir ucundan diğer ucuna gelişen olaydan nasıl haberdar olacaktık? Hatta dünyada neler oluyor bitiyor bilemezdik. Gazeteler, televizyonlar, radyolar, dergiler ve yazılı haber bültenleri bizlere bunları haberdar ederler.

1961 yılında gazetecilerin çalışma haklarında önemli iyileştirmeler getiren 212 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesi üzerine, 9 gazete sahibi, yasayı protesto etmek için 3 gün boyunca gazeteleri yayımlamama kararı aldılar.

Bu gelişme karşısında, gazeteciler 10 Ocak 1961 günü haklarına ve basın özgürlüğüne sahip çıkmak amacıyla Sendika binası önünde toplanarak vilayete kadar bir yürüyüş yaptılar. Gazeteciler, patronların boykot kararı karşısında ise Sendika'nın öncülüğünde, BASIN adıyla kendi gazetelerini 11–12–13 Ocak 1961 tarihlerinde yayımladılar.

O tarihten sonra 10 Ocak, "Çalışan Gazeteciler Bayramı" olarak kutlandı. 1971 yılındaki 12 Mart müdahalesinden sonra ise çalışanların hakları ve basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamalara tepki olarak 10 Ocak, "Bayram" olmaktan çıkarıldı ve "Çalışan Gazeteciler Günü" olarak anılmaya başladı.

Sendikasızlaştırma, yıpranma payı, Gazetecilik faaliyetinin terör suçu kapsamında değerlendirilmesi gibi durumlardan rahatsızlık duyan ÇGD; 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününde "kutlayacak günümüz yok" dese de, sadece devletin değil, halkında bir takım rahatsızlığından habersizlermiş gibi davranıyorlar.

Bakın artık imam keçi çaldı demiyorlar. Bu yasa çıktıktan sonra aradan 53 yıl geçmiş. Neler değişmiş acaba? Gazetecilerden bazıları hapiste ise “neden?” Diye sormak gerek. Onların tavırları hükümete mi yoksa doğrudan devlete mi? Suçsuzlarsa sanırız adalet yerini bulur.

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları