AKLIMIZDA BULUNSUN -5

Efendim, şayet birine kızacaksak ki zaman zaman hakkımız olur ama bunu zalimce yapmayalım derim. Sonrasında pişmanlık duyabilir, üzülebiliriz. En iyisi ölçüsü kaçırmamak ve küçükte olsa kapıyı aralık bırakmak…

Birileri bizi sevmek zorunda değildir. Sevmesi için elimizden geleni yapmak en iyisidir. Birleri, bizi istediğimiz şekilde sevmiyorlarsa, bu; bizi bütün kalbiyle sevmediği anlamına gelmediğini düşünüp ona göre hareket etmemiz daha doğru olacaktır.

“Akıl yaşta değil baştadır” demişler. Aslında burada kullanılan akıl, olgunluk anlamındadır. Açıkcası olgun olmak kaç yaşına geldiğiniz değil, hayatta neler görüp geçirdiğimiz ve bunlardan neler öğrendiğimize bağlıdır.

Bazen etraftakilerin bizi affetmesi yetmeyebilir. Önemli olan o hatamızdan dolayı bizim de kendimizi affedebiliyor muyuz ona bakalım. Şayet kendimizi kolay affedebildikse, bunu bir-iki daha düşünelim!

Biz ne kadar acı çekiyor olsak da dünya dönmeye devam ediyor. Yetişirken ailemiz ve çevremiz bizi etkiler ama sonunda nasıl biri olduğumuz yine de sadece bize bağlıdır.  İki insan kavga ediyorlarsa bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez, iki insan hiç kavga etmiyorlarsa da birbirlerini sevdikleri anlamına da gelmez.

Bazen bir sırrı öğrenmek için ısrarcı olmamak gerek… Öğrendiğimiz şey hayatımızı sonsuza kadar değiştirebilir. Bu riski de göze almak lazımdır. Çünkü iki insan aynı yöne bakıp apayrı şeyleri görebilir.

Sizi hiç tanımayan insanlar birkaç saniyede hayatınızın akışını değiştirebilir. Her zaman temkinli olmakta yarar vardır. Birini ne kadar çok severseniz hayat, onu sizden o kadar erken alır. Ne hikmetse hap böyle olur. Ve daha öğreneceğimiz neler var, neler! Hayretler içerisinde kalırsınız.

Osmanlıların ilk Şeyhülislamı Molla Fenari'nin Bursa kadısı olduğu zamanlardır. Bir adam pazardan at satın aldı. Fakat alışverişin hemen arkasından atın hasta olduğunu fark etti. Geri vermesi gerekiyordu. Ama satın aldığı adam atın hastalığını kabul etmez diye önce kadıya gidip resmi kanaldan işi sağlama bağlamak istedi.

Mahkemeye gittiğinde kadıyı yerinde bulamadı. İşini ertesi güne bıraktı. Fakat at o gece öldü.
Adam ertesi gün olanları kadıya anlattı, mağdur olduğunu, ne yapması gerektiğini sordu. Molla Fenari: "Senin zararını ben ödeyeceğim" dedi. Adam hayretle kadıya baktı: "Niçin siz ödeyeceksiniz, konuyla hiçbir ilginiz ve suçunuz yok ki." dedi.

Molla Fenari: "Evet öyle görünüyor ama aslında benim de suçum büyük. Eğer sen dün makamıma geldiğinde ben yerimde olsaydım, olaya müdahale ederdim. Atı geri verdirir, paranı iade ettirirdim. At da sahibinin elinde ölmüş olurdu. Bu imkân şimdi yok olmuştur. Senin zarar görmene benim yerimde bulunmamam sebep olduğu için zararı ben ödeyeceğim" dedi ve ödedi. Gerçek adalet…

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları