ANA DEYİP GEÇMEYİN!

Analarımız bizim her zaman baş tacımız olmuştur. Fiziksel olarak zayıf ama her ne hikmetse onsuz kendimizi çok güçsüz hissederiz. İsteriz ki hep yanımızda olsun, dizi dibinden ayrılmayalım. Ondan asla vazgeçemeyiz. Ana için evlatlar da aynıdır. Hep gözünün önünde olsun ister.

Bir kadının bir oğlu vardı, oğlundan başka kimsesi de yoktu. Oğlu bir gün tutturdu, illa da hacca gideceğim diye… Annesi, oğlunun yanından ayrılmasını istemedi: - Oğlum, Mekke dediğin şurası değil ki… Gitme, diye yalvardıysa da vazgeçiremedi. Yalnız kalan anne üzgün bir kalple dua şöyle etti: - Ya rabbi, oğlumun ayrılığına dayanamayacağım... Söz dinletemedim, onu bir ikaz et de geri dönsün.

Oğul ananın bu yakarışlarından habersiz olarak yoluna devam etti. Bir gece bir şehirde kapısı açık olan bir mescide girdi. O şehirde de azgın bir hırsız evlere dadanmış, ne bulursa çalıyor, fakat hırsız bir türlü yakalanamıyor.

O gece gene hırsız bir eve girip mal çalmış ve kaçmış. Hırsızı takip etmişler. Fakat izini kaybetmişler. Takip edenler diye camiye girince “Olsa olsa budur” diyerek ananın oğlunu yaka-paça reisin huzuruna çıkarmışlar.

Mahkeme gözünün oyulmasına karar vermiş. Anasının sözünü dinlemeyen ve hırsız zannıyla yakalanan genci gezdiren tellal şehir halkına teşhir ediyor ve: - Ey ahali işte malınızı çalan hırsız nihayet yakalanmıştır; bundan sonra rahat edeceksiniz, diye bağırdıkça, genç, tellala şöyle bağırmasını rica etmiş:

- Ey ahali işte anasının sözünü dinlemeyip de illa ben hacca gideceğim diye yola çıkanın hali budur, diye bağır demiş ama derdini ta baştan kimseye anlatamamış ki, tellala anlatsın. Bütün şehri dolaştırdıktan sonra genci şehrin dışında bir yol kenarına atmışlar. Oradan geçenler genci memleketine getirmişler, evini bulmasını temin ettiler.

Genç adamcağız kendi evlerinin kapısına gelince;"Hu'" diye seslenmiş. Tabii ki aradan hayli zaman geçtiği için saçı sakalı uzamış, üstü başı yırtılmış. Kapıyı açan yaşlı kadın oğlunu tanıyamamış. Bir de üstelik azarlamış:

-Sapa sağlam adamsın... Dileneceğine çalışıp da kazansana! Demiş. Oğlu: - Çalışamam gözlerim kör, deyince yaşlı kadın: - Ne oldu gözlerine? Diye sormuş.

- Ne olacak, annemin hatırını kırdım sözünü dinlemedim. Allah da benim gözlerimi aldı, diye cevap verince, kadın anladı karşısındakinin oğlu olduğunu, başladı hüngür hüngür ağlamaya...

- Ey Allah'ım! Duam ağır olmuş, ben onun gözlerinin kör olması için dua etmemiştim, diye Allah'a yalvarmaya başladı. Kadına gelen ilahi bir ses:     - Onun suçuna karşılık biz sadece gözlerini kör ettik, aslında anaya asi olanın cezası daha ağırdır. O buna şükretsin, diyormuş.

Kadının oğlu dönüp gelmiş ama gözleri kör olduğu için hiç bir iş yapamıyormuş. Kadın çok dua etmiş Allah'a... Allah'ın iyi bir kulu imiş ki, duası kabul olunarak gencin gözlerini Cenab-ı Allah iade etmiş...

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları