ANEKDOTLAR -2

Malumunuz cümle arasına sıkıştırılmış konuyla alakalı veya değil sözler topluluğu olmazsa olmazlardan sıkılganlığını alan, hayallere dalmanı, bazen gerçekçi olmanı, geniş düşünmene sebep olandır anekdotlar… İşte bu nedenle önemsenmesi gereken anekdotlar serimizi devam ettirelim.
Meşhur bir filozofa:
- Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar fakirsiniz? Diye sorulduğunda:
- Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan, demiş.
***
Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü Galile'ye hasımlarından biri:
- Efendim, demiş. Kulaklarınız, bir insan için biraz büyük değil mi?
Galile:
- Doğru, demiş. Benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama, seninkiler bir eşek için fazla küçük sayılmaz mı?
***
Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon'un bir muharebede tenkide kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek:
- Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini zapdetmeliydiniz, gibi fikirler belirtmeye başlayınca, Napolyon:
- Evet, demiş. Onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım.
***
Bir toplantıda bir genç M. Akif’i küçük düşürmek için:
- Afedersiniz, siz veteriner misiniz? Demiş. M. Akif hiç istifini bozmadan şu cevabı vermiş:
- Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?
***
Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
- Sen sır saklamayı bilir misin? Diye sormuş. Vezir:
- Evet hünkarım, bilirim dediğinde, Yavuz cevabı yapıştırmış:
- Bende bilirim.
***
Sultan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken, keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla:
- 300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor, der.
Alparslan hiç önemsemeyerek şöyle der:
- Bizde onlara yaklaşıyoruz.
Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları