BABAMDAN BÖYLE GÖRDÜM!

Toplum içerisinde her ferde göre bir inanç görüyorum desem inanır mısınız? Doğrusu öyle bir hale getirildik ki; rüzgâr ne taraftan eserse o tarafa eğilen otlar gibi çabuk eğilen ve çabuk inananlar olduk. Özellikle babadan ne görmüşsek, gerçek hayatımızda onu işler olduk… Doğru mu, yanlış mı, hiç irdelemedik! “Ben babamdan böyle gördüm!” Dedik.

Neye, hangi dine inanırsak inanalım, onun ölçü koyduğu bir takım kurallar veya prensipler vardır. Kendimize ölçü olarak bu prensipleri almak varken, baba sözü ölçü aldık, üzerine de inatlaştık! Kişiliğimizi bulmak yerine babanın taklitçisi olduk. Kötü bir şey mi? Bu soru, babanın hangi doğru bildiğine bağlıdır.

Birisi çıkmış kendisini en küçük yaşlardan altmış yaşına kadar olan devresini babasıyla kıyaslamış. Ancak bunu kıyaslarken biraz genelleme yapmış ama bana göre her baba da bu ölçüye uyar mı bilmem! Önce ne demek istediğimin daha net anlaşılması için yapılan bu kıyaslamanın sözleri ile başlayalım.

6 Yaşında: Babam her şeyi biliyor!
10 Yaşında: Babam çok şeyi biliyor!
15 Yaşında: Bende babam kadar biliyorum!
20 Yaşında: Şu muhakkak ki, babamın öyle pek fazla bir şey bildiği yok!
30 Yaşında: Bir kere de babamın fikrini sorsam fena olmayacak!
40 Yaşında: Ne de olsa babam bazı şeyler biliyor!
50 Yaşında: Babam her şeyi biliyor!
60 Yaşında: Ahh! Babam hayatta olsaydı da, kendisine danışabilseydim…

Evet, mevzuu buraya kadar… Genel anlamda yetişkinler olarak kulağa hoş geliyor bu sözler… Ben hatırlıyorum! Çocuğumun bana “Baba, sen öğretmenimden daha çok şey biliyorsun!” Dediğini… Fakat onbeş yaşına geldiğinde, yüzüme karşı beni eleştirdiğini de… Yıllar sonra kendisi öğretmen olduğunda, öğrenmek maksatlı gelip bana sorular sorduğunu da hatırlıyorum!

Toplumumuz da bazı kimselerin din adına babadan-dededen kalma hurafelere inandığına şahit oldum. Demek ki her baba her zaman doğruyu söylemiyor. Gerçeğe değil, inandığı doğruyu gerçek görüyor. Hele hele din üzerinden bu hurafeler yaygınlaştırılıyorsa; ya ihanet vardır ya da inat! Her iki tutum da yanlış olduğuna göre; o halde gerçek doğruyu bulmak hiçte zor değil…

Almanya'da bir camiden çıkarken, tertemiz traşlı, kızıl sakallı, otuz yaşlarında berrak bir yüz gördüm. Usulca yanına yaklaşıp sordum: “Sen Almansın! Neden bizimle birlikte namaz kıldın?” Cevap verdi: “Çünkü ben Müslüman oldum!” Tekrar: “Neden?” Dedim. O: “Kuranı okudum!” Diye karşılık verince, susmak zorunda kaldım. Çünkü İlahi kelam konuşuyordu. Babasına uysaydı, tevhit yerine hala “teslis” diyecekti.

Selam ve dua ile…
 


Yazarın Diğer Yazıları