BAŞKALDIRIŞLAR -3

1914-1922 İngiliz işgali ve sonrasında İngilizlerin kuklası idarecilerin ardı ardına yönetime gelmesiyle Mısır halkı, dini, ahlaki ve kültürel değerlerini hızla yitirmeye başlamadı mı? Siyasi alandaki tavizler, halka uygulanan baskı politikası Hasan el-Benna liderliğindeki Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nı tüm yurtta köşe bucak İslam'ı tebliğ hareketlerine mecbur bırakmadı mı?

Bir çığ gibi büyüyen bu hareket hem dış güçleri hem onların birer kuklası olan Mısır'ın idarecilerini rahatsız etmedi mi? Müslüman Kardeşleri dağıtma hareketlerinin ilki olmayan ama en yoğun baskı ve zulmün yaşandığı 1965 tasfiye hareketi pek çok masumun hayatına mal olmadı mı?

Bütün bunlar yeni değil ey gözümün nuru kardeşim! Yine de şahadetinden beri, ağlamaklı gözlerim! Takılmışım hasret ağına, çırpınmaktayım! Vurdum kendimi kekik kokan dağlara, vurdum duygularımın dağlarına inadına! Doruklarında aradım, zirveleri yokladım! Orada kokunu çektim ciğerlerim parçalanıncaya kadar.

Bir hikâye anlatılır oldu buralarda. Kahramanı sen olmuşsun. Efsane gibi dağlara, gökyüzüne, beyaz bulutlara adın yazılır olmuş taa Harun'dan, Musa'dan beri… Pembe düşlerimin derinliklerine sığdıramadım güzelliğini, kıskandım şahadetini!

Cehennem yeri yüreğimse, sığdıramadım bir türlü içime, bencilliğimden... Bölüşemedim sıcak ekmeğin bir parçasını başkasıyla, sevdan diye, yüce davan diye! Ardından dökülen çaresiz inciler, benim gözyaşlarım! Öksüz ve yetim!

Başı boranlı dağlar bile sensiz kaldı! Yıldızlar sönük. Sensiz açmaz oldu mor sümbüller yüreğimde! Gelinciklerin, papatyaların kokusu bile duyulmaz oldu senin ki kadar... Uzandığım çayır, çimenler... Şimdi ayrık ıtırlarla doldu. Doğanın eski rengi yok, bulut başıma gölge değil, güneş kalbimde soldu.

Kapatmışlar asırlarca bu yüce sevdamızın yolunu dikenlerle! Haber uçurmaz oldu son umudum turnalardan... Yokluğunun eseri, esir olmuş zindanıma, senin sabahını estirmiyor gecelerim... Karanlığın ıslığı ürpertirken içimi, muştu gibi iniyor üzerime yalnızlığım, şahadetin geldin diye!

Eskisi gibi değil gökyüzü, tutsak olmuş yakan ayazların... Parlamayı bile unutmuş, tadı yok yıldızların sensiz... Yanı başıma yorgun düşüyor hatıralarım! Hep böyle acılar mı çekecek sevdalarım?

Ey güzellikler sultanı, ey dolunayım! Bak, yokluğunda göklerdeki ay da susmuş! Gönder bir parça ışığını da, bende karanlık yolumu bulayım; ruhsuz, inançsız, çapulcu gezinin salyalı, idrar kokan, alkol kokan parkında, sensiz de olsa! Umut olacaksa Zeynep'ten dinle kaderini:

“Allah'ın izniyle, Kur'an'ın ve sünnetin hedeflerini kavrayan ve yolun uzunluğunu idrak edenler, İslam toplumu dirilinceye ve insanlık Kur'an'la sünnetin sancağı altında gölgeleninceye kadar haktan, hayırdan ve O'na davet etmekten sapmayacaktır. Hak yolda ve sebatla yarışıyoruz. Karşılaştığımız bütün şeylerin karşılığını Allah'tan bekliyoruz.”


Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları