BİR ZAMANLAR TÜRKİYE’DE BUGÜN -2

2 Haziran 1941’de başlanan yasağı, kim, nasıl cesaret etti de bu Arapça ezan yasağı kaldırıldı? Böyle bir uygulama hangi haklı nedenlere dayanıyordu? Bunun cevabını da zamanın başbakanı verecekti elbette ki… Başa gelir gelmez de ilk icraatı bu oldu.

Tam 73 sene halkın kafasına hep soru işareti olarak kalmıştı. Günümüze kadar hala “Türkçe mi, Arapça mı okunsun” tartışmaları süre geldi. Kimileri “Ezan evrenseldir. Aynı dilde dünyanın her yerinde aynı ses duyulur” derken, kimileri de: “Anlaşılsın” diyordu.

Menderes’in, hükümeti kurduğu 2 Haziran’dan sonra grubundaki ilk güven oylamasına partisinden 163 milletvekili katılmadı. Ama onbir gün sonra DP Meclis grubu basına kapalı yaptığı toplantıdan sonra ezan yasağını kaldıracak madde teklifinin ertesi gün Genel Kurul’a getirileceği bildirildi.

Menderes: “Halka mal olmamış inkılâpları’ tasfiye edeceğim. Arapça ezan yasağı Atatürk zamanında taassupla mücadele mecburiyetinden doğdu. Artık o tedbirlerin devamına gerek kalmadı.” Diyordu.

Meclis grubu toplantısında, Türkçe ezan uygulamasının din ve vicdan özgürlüğüne baskı olduğu vurgulanmıştı. Ertesi gün yasa gündeme geldiğinde hararetli tartışmalar yaşandı.

İnönü ve CHP’yi ikna etmek zordu. Fakat bazı CHP’li vekillerin dini duyguları ağır basınca onlarında desteğiyle “Bu dini yasak zinciri” tarihe gömüldü ve zincirin halkaları tek tek koparılıp çöpe atıldı.

“Tanrı uludur
Şüphesiz bilirim bildiririm
Tanrıdan başka yoktur tapacak
Şüphesiz bilirim bildiririm
Tanrının elçisidir Muhammed
Haydi namaza, haydi kurtuluşa
Namaz uykudan hayırlıdır*
Tanrı uludur
Tanrıdan başka yoktur tapacak”

İşte bu sözleri, 1931 yılının Aralık ayında, Mustafa Kemal’in emriyle dokuz hafız, Dolmabahçe Sarayı’nda ezanın ve hutbenin Türkçeleştirilmesi çalışmalarına başladı ve ancak 30 Ocak 1932 tarihinde ilk Türkçe ezan, Hafız Rıfat Bey tarafından Fatih Camii’nde okundu.

Yazımız kaldığı yerden devam edecek…

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları