BİTMEYEN ÇİLE -3

(2 Şubat 1982'de darbe ile başa gelen Suriye Devlet Başkanı Hafız Esed, kendi vatandaşı olan 30 bin Hama’lı Müslümanları şehit etmişti.  Hafız Esed akciğer kanserinden ölünce, babasından devraldığı katilliği ikiye katlayarak tüm dünya Müslümanlarını kanser eden Beşar Esed, bu şehit sayısını ikiye katladı. Bugün 2 Şubat 2013… Müslüman şehitleri 31.nci yılında rahmetle anıyoruz.)

Bugün Filistin'de yaşayan çocuklar ve gençler işgal altında doğmuş, işgal altında büyümüş, işgal altında eğitilmişler ama hiçbiri ne barışın, ne huzurun, ne de güvenliğin ne olduğunu bilmemiştir. Her birinin ailesinden, arkadaşlarından, komşularından, akrabalarından İsrail silahlarına hedef olmuş çocuklar, kadınlar, yaşlılar bulunurken;  yıllardır süregelen insanlık dışı bir savaşın, vahşi bir zulmün mağdurlarıdırlar.

Ey Filistinli anne! Bak! 1980'de Kudüs "İsrail'in ebedi başkenti" ilan edildi. Üçüncü ve geriye kalan tek şart ise, Süleyman Mabedi'nin yeniden inşa edilmesidir. Ancak Süleyman Mabedi’nin bulunduğu alan üzerinde bugün iki İslam mabedi durmaktadır: Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra…

Yahudiler inançlarını yerine getirebilmek için bu iki mabedi de yıkmak istiyorlar… Sen izin vermiyorsun. Kocanı, kundaktaki bebeğini kaybetsen de… İnanıyorum ki sen canın pahasına onları koruyorsun ama bizler haberleri izliyoruz. Onlar bu yüzden Kudüs sokaklarını kana buluyorlar.

Ey Filistinli delikanlı! Zalim İsrail ordusunun generalin Eytan: “Yaptığımız hiçbir şeye pişman değiliz. Biz halkımızın ve askerlerimizin emniyeti için her şeyi kullanmaya hazırız. Filistinli göstericilere karşı askerlere silah kullanma emri verilmiştir. Özellikle göğüs ve başlara vurularak halkın kalbine korku verilmelidir!” Dese de senin korkun yok! Benim korkum var! Acaba savaş bana da sıçrar mı diye!

Ey Filistinli Savaşçı! Filistin'de yaşanan tüm bu insanlık dışı manzaralara karşı dönemin Başbakanı Ehud Barak: “Bana Gazze'de, Batı Şeria'da ve diğer mıntıkalardaki çatışmaların nasıl dineceğini sormayın. Filistinli kalabalıklara karşı her türlü aracı kullanmak meşrudur. Kaç Filistinlinin öldüğü beni alakadar etmez. Benim için önemli olan halkımın emniyetidir.” Dese de umurunda değil, korkun Allah’adır biliyorum!

Kalk Ya Ömer! Elindeki kırbaçla safları düzeltmeye kalkma! Gel, gel de masumiyetin canına okuyanlara, onlara seyirci kalanlara hala gülebilmeyi, eğlenebilmeyi becerebilenlere tükür, tükür ki tükürüğünde boğulsunlar.

Kalk Ya Ali! Sende bir beşersin. Bundan hicap duymaz mısın? Hayberin demir kapısını sırtında taşıyıp duma! Gel, gel de imanın kalelerini yıkan, Müslümanları katleden canilere zülfikarını öyle vur ki cehennemi boylasınlar!

Kalk Ya Hamza! Aslanlara meydan okuma! Gel, gel de dünyaya kafa tutan zalimlerin, çirkef suratlarına indir balyoz gibi elini, indir ki titresin yeryüzünün müstekbirleri, arasatta kalsınlar…

Kalk Ya Halid Bin Velid! Allah’ın kılıcı kalk! Senin torunlarına neler yapıyorlar bak! Allah’ın Kılıcıı olmak kolay mı? Gel, gel de senin maharetli kılıcının tadına baksınlar, baksınlar da ıslah olsunlar!
Ya Resulallah! Sana diyemiyorum! Gül cemalin solar, mübarek gözlerin dolar. Ümmetin olarak sana diyemiyorum! Utanıyorum! Dua etmekten gayrı hiçbir şey yapamıyorum! Senin ümmetin bir bir şehid olurken, ben utanıyorum! Sana diyemiyorum Ya Resulallah!

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları