BUDALACA CESARET KAHRAMANLIK DEĞİLDİR

Akıllıca cesaret hiçbir zaman aptallık değildir. Budalaca cesarette kahramanlık değildir. Korkmak yerine göre akıllıca olur ama korkunun da ecele faydası yoktur. Korkudan menfaat umanlar her zaman kaybetmeye mahkûmdurlar.

Hakiki cesaret, körü körüne ölüme atılmak değil, hayatın müşkülleri ile kıyaslama yapmak demektir. Felâkete düşmüş bir insan, cesaretini kaybetmeme işi kadar, dünyada takdire şayan hiç bir şey, tasavvur olunamaz. Onun için “Cesurun bakışı, korkağın kılıcından keskindir.” Denilir.

Bir Hint atasözü de “Cesurlar bir kere ölür, korkaklar bin kere.” Diye bahseder. Nasrettin Hoca bir gün yatak odasında karısı ile sohbet ederken, aşağıdan bir ayak sesi duymuş. Susup dinlemeye başlamış. O sırada da Hocanın oğlağı melemeğe başlamış. Hırsızlar aralarında şu şekilde konuşmaya başlamışlar:
 
— Bu gece bütün gayretlerimize rağmen elimize iyi bir para geçmedi, iyi bir vurgun yapamadık. Bari şu Hocanın odasına girelim. Onu uyku esnasında ansızın bastırarak öldürelim, şu meleyen oğlağı da kesip bir afiyetle yiyelim. Karısını da kaçıralım. Evde ne bulursak çalalım, götürelim.

Hırsızların bu konuşmalarını duyan Hoca hızlı hızlı öksürerek gürültü patırtı yapmaya başlamış. Bunu duyan hırsızlar kaçıp gitmişler. Karısı Hoca'ya seslenmiş: —  Hani cesaretliydin? Galiba hırsızlardan çok korktun, gürültü, patırtı yaptın!

Karısının bu sorusuna Hoca: —  İyi ya, sana göre ne var, cesaretli miyim, korkak mıyım, onun orasını oğlakla bana sor, demiş. Cesaret güç ve iradenin düşünme yeteneği olan beyinle birleşmesidir. Cesaretle dolu bir insan, inançlarını kaybetmeyen insandır.

Kaybedilen para bir şey değildir; kaybedilen namus çok şeydir; kaybedilen cesaret ise her şeydir. Özellikle felâket içindeyken, cesaret bize, mantıktan daha çok yardım eder. Ancak budala cesarette kahramanlık olmaz.
Akılla buluştuğu zaman, insanı zafere; götürürken bu durumdaki bir kararsızlıkta tehlikeye, korkaklık ise ölüme bile götürebilir. “Bilinmedik aş ya karın ağrıtır veya baş” demişlerse bunun bir mantığı vardır. Hiç bir suretle tamir edilemeyecek şey, cesaretsizliktir. Nedeni ise, cesaret ve iradesi zayıf olan kişileri, küçük tehlikeler dahi yıldırır da ondan.

Cesareti olmayan adam, keskin kenarı olmayan bıçağa benzer. İş görmez. Durumu kurtarmak için herhangi bir icraata girmek istemez, sadece olacakları bekler. Çünkü cesaretini kaybetmiştir ve bu durumda ise her şeyini kaybetmeye hazırlıklı olmalıdır.

Tehlike ile karşılaşmayan insan, cesaretin değerini bilemez. O nedenle insan, tehlike ile karşılaşmadan cesur olup olmadığını anlayamaz. Fakat felâket ne kadar büyük olursa olsun, cesaretini kaybetmeyen insan, onu mutlak yener. Çünkü cesurun ayakları dayanmak, korkağın ayakları kaçmak için yaratılmıştır. Bu fıtri bir durumdur. Cesaretin bütün silahlardan üstün olduğunu rahatça söylemek mümkündür.  
Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları