ÇALIŞMAKLA KAZANILMAZ RACONU BİLECEKSİN

Çalışmak, insan bedenin faal durumunda, bir iş yapıyor olmasıdır. Şayet bu faal işler bilinçle ve faydalı durumlarda yapıldığında daha da kıymet kazanır. Bilginin efendisi olmak için, çalışkanlığın uşağı olmak lazımdır. Çünkü durgun su bile yosun tutar, eğer ki faaliyetlerde akarsular gibi çevreye hayat kaynağı olmak gerekir.

Kaldı ki her nimet ve kazancın faydası ve meşruiyeti, karşılığındaki ekmek ve çile kadardır. Nasıl ki çalışmayan öğrenci, cebinde parası bulunmayan, müşteri gibi sıkıntı çekerse; tembellik ya da işsizlik, sadece kendisini değil, aileyi ve toplumu bile rahatsız eder. Çalışan aptal kişi dahi, boş oturan akıllıdan daha yararlı olur.

İnsanlar arasında çalışmakla kazanılmayacağını ifade eden ve birbirlerini tembelliğe, ihmalliğe iten bir takım yanlış inanışlar vardır. Bu anlayış argo tabirle raconu bilmekle mümkün olunabileceğini öne sürer. Ki, bu hileye sevkeder.

Oysa zaman hızlı kaçıyor. Her gün için en iyisini yapmak için çok çalışmak gerekir. Bankada bir hesap sahibi olduğunu düşün, hesabına her sabah belli miktar bir para yatırılsa, bu parayı kullansan da kullanmasan da hesap her akşam sıfırlanıyor. Ne yaparsın? Tabii ki hepsini harcamaya çalışırsın; he-pimiz, “vakit” denilen zaman bankasının müşterileriyiz.

O halde zamanı sıfırlamamız mümkün olamayacağına göre iyi değerlendirmek gerekir. Zamanın geri dönüşü yoktur. O halde kışın sıcakta oturmak istiyorsak, yazın terlemek zorundayız. Çünkü yarın, yorgun kimselerin değil, rahatlarına kıyabilenlerindir

Bu nedenle; bir senenin değerini anlamak için sınıfta kalmış bir öğrenciye sorulsa, cevabı çalışmadığı içindir. Bir saatin değerini anlamak için, kavuşmayı bekleyen sevgililere sorulsa, o noktaya getirebilmek için ne kadar çok çalıştığını söyler. Bir dakikanın değerini anlamak için, trenini kaçıran yolcuya sorsan, ihmalliğini söyler.

Unutulmamalıdır ki, zaman hiç kimse için durmaz. Geçmiş zaman tarihtir. Gelecek zaman sırlar, meçhullerle doludur. Raconda bilsen, hileye de başvursan, sonuçlar asla parlak olmaz. Alın teriyle çalışan bir kimsenin de sonuçla ilgili derdi olmaz. Çalışmadan yaşanmıyor bir yerde, çalışmakla erişilir murada.” Diye bir söz vardır. İstirahate hak kazanmak isteyen, bir saatini bile boş geçirmemelidir.

Çalışan insanlar, birilerine ve hatta düşmanlarına karşı bile kötülük düşünmeye vakit bulamazlar. Böylelikle iyilik vasıflarına kolaylıkla ulaşabilirler. Çalışmayan insanlar ise, kendilerini kötülükten her türlü hileyi düşünmekten de kendilerini kurtaramazlar.

Çalışmalar her türü ne olursa olsun, ya Hakk'a veya halka yaramalıdır. Çünkü üçüncüsü ya kötülere veya şeytana yarar ki, o da boş durmaktır. Bunun için milli şairimiz ne güzel söyler:

“Kim kazanmazsa bu dünyada ekmek parası,
Dostunun yüz karası, düşmanının maskarası.”

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları