CÖMERT TAİ

Cömert; Eli açık, ikramcı, kerem sahibi... Cömertlik; insanın, sahip olduğu imkânlardan, muhtaçlara meşru ölçüler dâhilinde ve Allah rızasından başka hiç bir gaye gütmeden, ihsan ve yardımda bulunmasını sağlayan üstün bir ahlâk kuralıdır.

Cömertlik, ruhun bir melekesidir. İnsanları, muhtaç olanlara vermeye, ihsanda bulunmaya sevk eder. Bu güzelliğe sahip olan kişi, ferdî ve sosyal alanında lüzumlu olan her şeye yardım eder. Hiç bir kimsenin zorlaması olmadan ihsanda bulunmayı can ve gönülden ister. Rızkı verenin Allah olduğunu bilir. Bu düşünce ile hareket ettiklerinden kalpleri de temiz ve zengindirler.

Cömertler, kendi varlıklarıyla, her ne suretle olursa olsun başkalarına faydalı olmağa çalışırlar. Cömertlik vasfının elde edilebilmesi için, yardımın gönüllü olarak yapılması şarttır. Karşılığında hizmet, övgü, mükâfat beklenilmemesi ve yardım edileni rencide edebilecek davranışlardan kaçınılması ayrıca yapılan yardımın sahibi katında üstün bir değeri olması lazımdır.

Günümüz şartlarında öylesine gerekli bir insanlık örneğidir ki, doğrusu bunu gizli ya da açık yapabilene aşk olsun! Cömertliği dillere destan olan Hâtim-i Tâi'ye dediler ki:

- Cömertlikte çok ileri gidiyor, malını israf ediyorsun.       
- Ne kadar çok olursa olsun, hayra verilen mal israf olmaz,
- Senden daha çok cömertlik yapan bir kimseyi gördün mü?
- Evet gördüm.
- Kimmiş o?
- Anlatayım; yetim bir gence misafir olmuştum. Bana bir un kesip ikram etti. Koyunun bir yeri çok hoşuma gitti. Yemin vererek, (Burası çok lezzetliymiş) dedim. Genç, dışarı çıktı. On Koyunu varmış. Birisini daha önce kesmişti. “Dokuzunu da şimdi keser, pişiririm”, diyerek gitti ve benim sevdiğim kısımları pişirip önüme getirdi. Ben Olanların farkında değildim. Atıma binip giderken kapının önündeki kanları görünce sitemle sordum:
- On koyunun onu da kesilir mi?
- Sübhanallah, bunda şaşılacak ne var? Bir şey sizin hoşunuza gitmiş. Bunu yapmak da benim gücüm dâhilindedir. Bunu sizden; esirgemem hiç uygun olur mu?"

Bunu dinleyen arkadaşları tekrar sordular:

- Yetim gencin ikramına karşılık siz de ona bir şey verdiniz?
Hâtim-i Tâi dedi ki:
-Verdim, ama pek mühim sayılmaz.
- Ne verdiniz?
- Üçyüz deve ile beş yüz koyun.
- O halde sen ondan daha cömertsin.
- Hayır, o genç benden daha cömerttir. Zira o koyunların namını verdi. Ben ise malımın çok azını verdim. Bir fakirin, arım ekmeğinin tamamını misafirine vermesi mi önemli, yoksa bir zenginin sürüsünden bir deveyi misafirine ikram etmesi mi?

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları