DÜŞENİN DOSTU ALTINDIR

Müslüman’ın bulunduğu durum neresi olursa olsun o, imtihanda olmanın şuurundadır. Her anında en büyük dost olarak Hz. Allah'ı görür ve bilir. Atalarımızın «Ağaca yaslanma kurur, insana yaslanma ölür, Allah'a dayan (dost edin, güven...) çünkü O Baki'dir.» sözü hakiki dostun Allah (c.c.) olduğunu telkin eder.

Dostun zıddı düşmandır. Müslüman’ın en büyük düşmanı şeytan, onun takip ettiği bâtıl yol ve ahmak askerleridir. Düşmanı şeytan olanın dostu Allah'tır. Cenâb-ı Hakk Enam Sûresi, Âyet 51’de meâlen buyuruyor ki: «...Müminlerin Allah'tan başka ne dostları, ne de aracıları yoktur.»

O halde “düşenin dostu altındır” demek, Allah’a ortak koşmak olur ki, bu durum insanı dinden ve insanlıktan çıkarır. Müslüman «Düşenin dostu altındır» safsatasıyla Allah'ı, düşünce ve yüreğimizden çıkarmak en büyük yanlışımız olur.

Odunculukla hayatını kazanan bir zat vardı. Allaha karşı kulluk vazifesini yapar, kimsenin ekşisine tatlısına karışmazdı. Bu zahit kişinin bulunduğu köyün yakınında bir köy daha vardı, onlar da dağda kutsal diye kabul ettikleri bir ağaca taparlar, ondan medet beklerlerdi.

Oduncu, bir gün: "Şunların Allah diye taptıkları ağacı kesip odun edeyim, pazarda satarak ekmek parası kazanırım; hem de, bir kavmi Allaha isyandan kurtarmış olurum" diye düşünerek Allah rızası için ağacı kesmeye karar verdi.

Dağa doğru giderken karşısına acayip suratlı pis bir adam çıkarak nereye gittiğini sordu. Oduncu:  “Halkın Allah diye taparak Allaha isyan ettikleri ağacı kesmeye gidiyorum”, dedi. Adam, oduncuya: “Ben şeytanım... O ağacı kesmene müsaade etmiyorum”, dedi.

Zahit oduncu, şeytana çok kızmıştı. Öldürmek için hücum ederek yere yatırdı ve üzerine oturup hançerini boğazına dayadı. Şeytan zahide: “Ey zahid, sen beni öldüremezsin. Allah bana kıyamete kadar müsaade etmiştir. Fakat gel o ağacı kesme, seninle anlaşalım. Ben sana her gün bir altın vereyim, sen de ağacı kesmekten vazgeç. Hem el âlem ağaca tapıyormuş, günah işliyormuş senin neyine gerek, altınını al işine bak!” Dedi.

Adam şeytanı bırakmıştı. Şeytan adama, akşam yatıp sabahleyin yastığının altına bakmasını söyledi ve anlaşarak ayrıldılar. Adam ağacı kesmekten vazgeçip, evine dönmüştü. Akşam yatıp sabahleyin yastığının altına baktığında altını gördü. Memnun olmuştu.

İkinci gün oldu, fakat bu sefer şeytan altını koymamıştı. Adam kızıp baltasını aldığı gibi dağa ağacı kesmeye gitti. Fakat yolda yine şeytanla karşılaştı. Adam şeytana iyice kızmıştı. Görünce: “Seni sahtekâr seni, kandırdın değil mi beni? Diyerek üzerine hücum etti.

Fakat ilkinin aksine bu sefer şeytan adamı tuttuğu gibi altına aldı. Adam şaşırmıştı. Bu nasıl hâl der gibi şeytanın yüzüne bakıyordu.

Şeytan: “Hayret ettin değil mi? Niçin bana yenildiğinin sebebini söyleyeyim: Dün sen Allah rızası için ağacı kesmeye gidiyordun. Seni değil ben, dünyadaki bütün şeytanlar bir araya gelsek yine yenemezdik. Lakin şimdi Allah rızası için değil de, sana altını vermediğim için kızdığından gidiyorsun. İşte o yüzden bana mağlup oldun ve sana ağacı kesmene müsaade etmeyeceğim”.

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları