FELAKET GELİYORUM DEMEZ -2

Felaket başkasının başına gelince çok komik oluyor değil mi? Onları aynı zamanda bir öksüz veya yetim gibi acınacak halde olarak ta görürüz. Ama bir de iyi tarafına baktığımız da felaketin iyi bir tarafı varsa o da bize gerçek dostlarımızın kimler olduğunu öğretmesidir.

Anlıyoruz ki başarmak, engellerde ezilmeden, kararlılıkla çalışmaktan geçiyor. Gerçekten sabretmek gerekiyor ve bunun bilincindeyiz. Nasılsa hatalar saman çöpleri gibi suyun yüzünden giderler ve kendilerini ele verirler.

Temel'e sormuşlar: "Yarın dünyaya dev bir meteor çarpacak. Okyanuslar taşacak, dünya nüfusunun yarısı o anda ölecek... Havaya yükselen tozlar dünyayı karanlığa gömecek, buzul çağı başlayacak... Kalan insanlar da bu çağda ortadan kalkacaklar. İnsanlığın sonu gelecek." Böyle bir felaketi önceden haber alacak olsan ne yapardın?

Temel hiç düşünmeden yanıtlamış: “Bütün paramı dolara yatırırdım!” Temel asıl gerçeğe parmak basmış doğrusu… Dünya ekonomisi de doların çevresinde dönüyor ya… Bütün desiseler de tamamen ona endeksli değil midir?

 “İnsan, kendi hayatı içerisinde bir takım olumsuzluklar yaşayabilir, hayatı altüst olabilir, işleri ters gidebilir. Fakat her fırsatta bu olumsuzlukları her fırsatta kadere dayamak yanlıştır. Bir kere insan düşünen ve duygusal bir varlıktır.

Aklını kullanmadan, düşünmeden hareket edip sonra da suçu başkalarına veya kadere yüklemek, düştüğü badireden bir nevi kaçış olur. Kaldı ki, her zaman kadere suç bulmak için bir muhatap gerekir.

Kader de muhatap kimdir? Yahut kaderi kim tayin eder? Kaderimizin müsebbibi kimdir? Bu sorulara çok çabuk cevap bulmamız mümkündür. Aklımız hiç düşünmeden hemen “Allah” diyecektir. Kaderimizi tayin eden Allah ise, bizim isyanımız o zaman kime olur?

Sanki doğuştan kaderi haşa yanlış ve kasıtlı yazılmış gibi, kişi “Benim felaketim kaderim” diye fütursuz bir cümle sarfeder. Kendi yanlışlarına, hatalarına, davranışlarına ve kişiliğine söz getirmek istemez ya da kendi suçlarını görmezlikten gelir.

Akıl, düşünen insanlar içindir. Tövbe ise nadim olanlar içindir. “Benim felaketim kaderim” gibi isyan içerikli söz edenler ise, büyük bir günah ve isyanın içindedir. Asıl felaket “Benim felaketim kaderim” diyerek bir isyan içinde bulunmaktır.

Hülasa kadere isyan ise dinen küfre düşmektir. Ağzımızdan çıkacak her sözü ölçülü sarfetmek zorundayız. Geri dönülmeyen hatalara düşürebilir. Bu ülkenin kaderi de öyledir. Üzerine oynanan oyunlara basiretli hiç kimse izin vermez.
    
Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları