GÜLE GÜLE GEÇEN YILLARIM!

Acısıyla, tatlısıyla, doğumuyla, ölümüyle, belalarıyla, mükâfatlarıyla koca bir yılı geride bıraktık. Günler hızla geçiyor da acaba bizler geriye dönüp bir yılın muhasebesini yapmaya gerek görüyor muyuz? Hangi dersleri çıkardık? Bundan sonra neler yapmamız gerek?

Neyse bu söylediklerim herkesin kendisine ait muhasebeleri… Bize ait iki konu üzerinde dikkatimi çeken ve bazılarının sıkça kullandığı iki cümle…

DAHA GENCİM, EMEKLİ OLUNCA GELİRİM CAMİYE!

Cemaatle namaz kılmanın (topluca), yalnız kılmaktan daha önemli ve sevap olduğu çok net bilinir. Daha önemlisi namaz kılmanın önemi mecburiyet olarak kabul edilir. Kaldı ki önce namaz kıl-mak lazımdır. Daha sonra cami düşünülsün.

Müslüman olduğunu söylediği halde özellikle namaz kılmayan insanların; inandırmak, o andaki durumunu kurtarmak için keyfi olarak kullandıkları “daha gencim, emekli olunca gelirim camiye” gibi sözler, ne inandırıcıdır ne de kadere uygundur.

Hiçbir yaratılan canlının sonuca tesir etmesi mümkün değildir. Ayrıca sonsuza kadar yaşama isteği olamaz, bu mümkün değildir. Miadını dolduran her nesne ve canlı çürür ve ölür. Yarınına garantisi yoktur. Su akarken içmek gerekir. Susuz yerde suyu aramak nafiledir.

BEN CENNETLİĞİM SİZ
KENDİ HALİNİZE BAKIN!

Cenneti garanti altına almış gibi kesin ifadeler bir insanın gafleti için yeter ve çok cahilce bir ifadedir. Özellikle bir takım kişilerin “Ben cennetliğim siz kendi halinize bakın” demeleri talihsiz ve hiç mesnedi olmayan bir sözdür. Kaldı ki, beş vaktin yerine beş vakit daha namaz kılsa, herkese iyilikler yapsa, tüm dini vecibelerini yerine getirse bile cenneti garanti altına alıp ta böyle bir ifade kullanamaz.

İnsan unutkan bir varlıktır. Yaptığı yanlışlıkların farkına da varamayabilir böyle bir durumda Cenabi Hak bizleri uyarır:

“Arkadan çekiştirmeyi yüze karşı alay etmeyi adet edinen herkesin vay haline! O ki, mal toplamı ve onu sayıp durmuştur… Hayır, yemin olsun ki o Hutame'ye atılacaktır. Hutame'nin ne olduğunu bilir misin? O Allah'ın tutuşturulmuş yandıkça kalpleri gönülleri yakan bir ateştir. Onlar bu ateşin içinde uzatılmış sütunlara bağlanmışlar ve o vaziyette ateş üzerlerine kapatılmıştır”(Hümeze)

Peygamberimizde: “Cennetlikler, kendilerinden daha yüksekteki köşklerde kalanlara gökteki parlak yıldızlara bakar gibi bakarlar. Sahabe sorar: - Ya Resulallah, o köşkler başkalarının ulaşamayacağı peygamber köşkleri midir? Efendimiz cevap verir: - Evet, fakat Allah'a yemin ederim ki, Allah'a iman edip Peygamberlere tabi olan bazı seçkin kimseler de oralara yükselebilirler.” (Buhari-Müslim)  

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları