HAYATA DAİR -2

Hayatta kendini yalnız hisseden, çalışmak ve insanlara yardım etmek istediği halde ruhsal yönde kendini yetersiz görenler, unutmasınlar ki; başkalarındaki şüphe uğruna kendisindeki kesin bilgiyi terketmemelidir.

Çünkü insanlar yaşamaktan nasıl tat alıyorsa o şekilde yaşamaya çalışır. Fakat gerçekler tokat gibi inince hayatın çizgisine kaderi ekler ve irade-i külliyeye teslim olur.

Dürüst çalışmanın birçok hastalıkların tedavisi olduğunu izlerken; hayatın şartları, çıkmaz içinde intihara bile götürse sevginin bedelini gün ışığında görecek ve duyguların ne aradığını bulmak için ruhsal bir çöküntüye uğrayanlar azim ve iradenin sonucunda gayesine ulaştığını farkedeceksiniz.

Hayat yaşla değil, yaşamakla anlaşılır. Gaye yaşantı aramak değil, kendimizi aramaktır. Yaşama tutkusunu bir ayna gibi gördüğün zaman; ona gülersen o da sana gülecektir.

Ölüm; genç-yaşlı, vasıflı-vasıfsız erkek-kadın herkesi ziyaret eder, ancak kişinin geride bıraktığı eseri önemlidir. Aslında hayatı kaybetmekten daha acı bir şey vardır. O da yaşamanın manasını kaybetmek...

Hayat; doğumla başlayan, ölümle biten bir okuldur ki, orda herkes hem öğretmen, hem de öğrencidir. Hayatın nimetlerine nail olduğun zaman sakın fazla sevinme. Mihnet ve meşakkate maruz kaldığın vakit de asla yerinme. Çünkü ikisi de fanidir.

İnsanların önünde seçme şansı vardır. Hayvanlardan ayıran özellikte budur. Çünkü güzel düşünce, altın anahtar gibidir. İyi hareketlere yol açar ve ruhu parlatır. Oysa gençlik kimliğini aramaktadır. Bunu bazen kötü alışkanlıklarda arayabilir.

Onları hayal kırıklığına uğratmak, kişilik sorunu ortaya çıkarabilir. Hâlbuki gençliğe verilen ölçülü fırsatlar, onların başarısını ortaya koyabilir de. Unutulmamalıdır ki aile; cemiyetin esas unsurudur. Bağları gevşer ise, cemiyeti ölüme götürür.
                  
Yuvanın temeli sevgi, sıcaklığı anlaşma, çatısı da saygıdır. Çocuğun sevgisini kaybetmeyen adam, büyüktür. En büyük çocuğunu uslandır ki, en küçüğü ona bakarak gayrete gelsin ve doğruları bulabilsin. Yoksa kardeşler arasındaki kıskançlık husumeti doğuracaktır.

Birbirlerine karşı saygı, hayatı güzelleştirir. Çünkü sevgi karşılıklıdır. Bu hissettirilmediği sürece aile içerisinde bireyler yalnız yaşamaya kendilerini mahkûm ederler. Çocuğun babasına veya annesine olan sevgisi en gerçek sevgidir.

Ebeveyninde öyle. Ama fazileti öğrendikleri zaman insanı bahtiyar eder. Parayı öğrendikleri zaman; paranın öldürdüğü ruhlar, demirin öldürdüğü bedenden daha çoktur. Para her kapıyı açar ama kilitleyemez. Kilitleyebilseydi ölüm kapısı çoktan kilitlenirdi.

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları