HİÇ ŞAŞIRMADIM -1

Adına süper güç dedikleri ülkelerden tutun da Avrupa ve Uzakdoğu'nun sözde medeni kimlikleri, asırlardır avını bekleyen vahşi hayvanlar gibi sürekli pusuda kalırlar. Arada bir ortaya çıkıp kurtarma operasyonu adıyla; kendi menfur çıkarları için seçtikleri hedeflerine koşarlar. İşin özünde hep rant vardır ve bunu dünyada bilmeyen yoktur.

Sözde masum insanlar kurtarılacaktır ama asıl hedef yeraltı kaynaklarıdır ya da vb… İlginçtir; oyunları, Müslüman bir ülke üzerinde geçerken tahrip edilen yerler malum. Karşı koyanları terörist ilan ediyor.

Amerikalının merhameti; ezeli düşmanı gibi gösterilen Ruslara karşı ne kadar da yumuşaktır. Ayrıca batı özlemi ve düzeninin hasretini çekiyor gibi gösterilen Müslüman çocuk ve kadınlarının medyada çarpıtılmış haberleri sergileniyor.

Unutulmamalıdır ki: Sert yürümeye ve dövüşmeye hevesli, mesafeye susamış insanlar, birdenbire kendini kıran sular gibi taşarlar. Tıpkı atalarımız gibi… Bu hatalara hiç düşmemişler. Afrika'nın ve Ortadoğu'nun Müslümanları bugün bile dedelerinin hikâyeleriyle yaşıyor ve “Ah Osmanlı” özlemiyle yanıp tutuşuyor. Sorun Türkiye'den oralara gidenlere hep aynı şeyleri söyleyeceklerdir.

Bildiğiniz gibi meşru olmadıkça savaş bir hatadır ve bu hatalarımızdan dolayı da bir gün; birinci dereceden yakınlarınız, sizi affedebilir ama bekleyen gelecek asla affetmez. Çünkü gerçeğin hakkını sadece hatalar verir. Hatalar ise savaşlara zemin hazırlar.  

İkinci Dünya Savaşının bu karanlık günlerinde, sözde medeni Avrupa; belki de kâinat kurulalı beri zulmü, dehşeti, kendi içinde böyle yaşamadı. İnanç birliğini sadece Müslümanlara karşı kullanan sözde müstekbir oyunları İkinci Dünya Savaşında bu kez kazdıkları kuyuya düşmekten başka bir işe yaramadı.

Milyonlarca insan öldü. Dünya, tabiri caizse minyatür cehenneme dönüştü. Aslında Almanları bu kadar barbar gösteren Nazi anlayışı, Yahudilerin yakılarak öldürülmesiyle başlar. Kısaca Nazilerin bu kadar saldırıya, karalamaya hedef olmalarının tartışması yapılabilir…

Ama Yahudi desiseleri tarih boyunca asla bitmeyeceğinden, bir benzerini de Almanlar üzerinde, iç huzuru tehdit eden oyunlarla gerçekleştirilmeliydi. Zaten gerçek olmayan yerde büyüklük olmaz.
Gerçeği bulmak istiyorsanız, insanların ölçüsüyle değil; kararı gerçeğin ölçüsüyle verin.

Zira; ne Almanlar, ne Yahudiler, ne de Hıristiyanlık alemi veya ateistler ölçümüz olamaz. Ölçü tektir, o da insan hakları, insan haklarının koruyucusu da yalnızca İslam'dır. Hayat yaşantı aramak değil, kendimizi aramaktır.

Oysa materyalist bir düşünce içerisinde olanlar için bu anlayış tam tersinedir. Dünyanın gözünde kendilerini süper güç ilan eden Amerika ve Rusya'nın, toplumlarının özgürlüğü adına yani onlara huzurlu bir yaşantı vermek adına; bu şeytani güçlerin çıkarları doğrultusunda nasıl işbirliği içerisinde olduğunu bilmeyen mi var?
Devamı var
Selam ve dua ile..


Yazarın Diğer Yazıları