HİÇ ŞAŞIRMADIM -4

Allah'a iman eden insanlar için dostluk, vazgeçemediği erdemlerinden biridir. Buna rağmen Müslüman; din, dil, ırk ayırımı yapmadan birçok kendisi gibi düşünmeyen insana yardım eder. Ne hikmetse onlardan dostluk görmez.

Fakat yine de dostluktan vazgeçmez. Bu inanç ne deryadır ki, her dalgasında ayrı bir rahmet vardır.  Oysa çıkarları uğruna dünyayı parselleyen süper güçlerin şeytan arenasında, İslam coğrafyasının kan ağlayan Müslümanlara sözde yaralarına merhem olan sahte kahramanları, işaret buyurun adalet dağıtmaktadırlar.

Unutmayalım ki; düşmanlarımızın kalbinde bizi yakacak ateşleri her zaman vardır. Akıllı insanlar, o ateşi daha ziyade parlatmaya bakmaz. İyilik ferasetiyle söndürmeye çalışır. Süper güçler, kendi çıkarlarının üstündeki hiçbir olaya müspet bakmaz.

Onlar için tek önemli unsur güçtür. Bu gücün altında ezilen masum insanlar ise; sadece malzemedir. Maneviyat, özgürlük ve barış sadece slogandır. Onlar; külün içine basmaktan çekinir. Korkusu külden değil, külün içindeki gizli ateştendir.  İşte o; Allah'a dost olmuş gönül erlerinin cihat şuurudur, iman ateşidir.

İnsanın düşmanlarını sevindirecek şekilde yaşaması yerine, şerefiyle ölmesi daha iyidir. Çünkü iyi insanlar ölünce iyilikleriyle birlikte gömülür ve ortadan kalkarlar. Oysa hayatı kaybetmekten daha acı bir şey vardır, yaşamanın manasını kaybetmek...

Nasıl ki bir at üzerindeki zengin koşumları farkında olmazsa; vurdumduymaz zevksiz bir ahmak da içinde yaşadığı nimetlerin tadına varamaz. Çünkü aptallıkla gurur bir kökten yetişir. Sonuçta zulüm, ahdi bozmak ve hile etmek, kişiliğine bozuk bir karakter olarak aleyhine döner. Masumlara yapılan zulmün, karşılıksız kalmayacağını hayatıyla ödeyebilir.

Ötekini berikini yumruk altında ezmek isteyen kimse, kendisinden daha kuvvetlilerin yumrukları altında can verir. O bilmelidir ki; merhamet kuzuya zulümdür. Bu hususta belki zorluklarla karşılaşabilir. Fakat zorluklar irademizi takviye eden acı ilaçlardır. Ki; cesaret ve iradesi zayıf olan kişileri küçük tehlikeler dahi yıldırabilir.

Ömrümüzü yalnız değeri olan işlere, yüksek duygu ve düşüncelere, gerçek sevgilere, eseri yaşayacak teşebbüslere ayırmamız gerekir. Aksi takdirde, hayal yedi, bir film 90 dakika sürer. Ama bedbahtlık ömür boyu devam eder.

Kul, bütün varlığı ile günahları bırakmaya karar verdiği zaman, ilahi imdat onu her tarafından kaplar. Menfaatler uğruna suçunu gizlemek, onu işlemekten daha beter bir suçtur. Oysa menfaatler, gözü en tatlı şekilde kör eden bir araçtır.

Hâlbuki hatalar, saman çöpleri gibi suyun yüzünde giderler.  İnsanlar hemen görebilir. Ulaşılmak istenilen mevkilere gelince, öyle bir hırstır ki; her eşyayı büyülten bazı camlar gibidir. Bu gibi mevkilerde bütün kusurlar olduklarından büyük görünürler. Artık pişman olmakta kurtaramaz insanı çünkü iş işten geçmiştir.

Devam edecek
Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları