İNSAN HAYATINI ASLA

Geçenlerde bir arkadaşın arabasına bindim, gidiyoruz. Yolumuz birbuçuk saat kadar uzun sayılır. Sonradan farkettim ki, kırmızı ışıklarda hiç durmuyor sürekli gazlayıp geçiyor. Sonunda dayanamayıp sormak zorunda kaldım. Hani televizyon haberlerinde çok izliyoruz. Kırmızı ışıkta geçen arabaların nasıl kaza yaptıklarını…

“Abi, ne yapıyorsun? Senin kırmızı ışıkta durmak gibi bir âdetin yok mudur?” Gülümseyerek cevap verdi: “Var!” “O halde neden durmuyorsun?” “Çünkü her kırmızı ışıkta geçmek için bir hakkım var. Bende onu yapıyorum!”

Bir an duraksadım. Güldü. Sonra da: “Merak etme! Geçtiğim yerlerde trafik polisi yok!” Dedi. “Abi senin trafik polisinin olmadığı yerde bir vicdanın yok mu? Eğer ona danışırsan, sana “dur” der” Diye karşılık verince: “Yahu benimki bir alışkanlık!” Dedi ciddileşerek… “Sana bir hikâye anlatmamı ister misin?” Dedim. O da “Yol uzun, dinlerim!” Dedi. Başladım anlatmaya…

“Ali’yi bilirsin. Senin gibi onunda bir alışkanlığı varmış. Son üç ay içerisinde üç defa polise takılmış. Cezalar yemesine rağmen yine de vazgeçmemiş. Üç gün kadar önce aşırı süratten yine polis durdurmuş. Çekmiş arabasını sağa… Gelmesini beklemiş polisin… Polis yanına geldiğinde bir de ne görsün? Her Cuma namazında yanyana namaz kıldığı trafik polisi değil mi?

“Allah!” Demiş kendi kendine, “yırttık!”

Polis eğilip pencereden bakınca tanımış Ali’yi… Elinde de bir not defteri gibi bir şey var. Ali arabasından inmiş, selamlamış polis arkadaşını… Polis, selamını almış ama yüzünde garip bir soğukluk… Bizim Ali’ye hiç pas vermiyor. “Eyvah!” Demiş Ali, “yedik yine cezayı!”

“Adın Ali’ydi değil mi?” Diye sorunca, sevinir gibi olmuş Ali… “Evet evet, hani şu Cuma namazlarında sürekli karşılaştığın Ali… Umarım ceza yazmayacaksın?” Demiş usulca… Polis yine soğuk… “Süratim o kadar hızlı değildi be abi!” Diye sözlerini sürdürünce “Burada bekle Ali!” Diyen polis arabasının yanına gitmiş. Kaportasının üzerine koyduğu defterine bir şeyler yazmaya başlamış.

Ceza yazıyor diye içinden polise kızmış Ali… Bir daha bu adamın namaz kıldığı camiye de gitmem diye düşünmüş, öylesine kızmış. Az sonra polis yine yanına gelmiş. “Yanında namaza getirdiğin küçük oğlunu hiç mi düşünmüyorsun Ali?” Diye sormuş. “Düşünmez olur muyum, bak hediyesini bile aldım, ona gidiyordum!” Diyerek umutlanmış.

"Evet ne demek istediğini anlıyorum. Ayrıca trafik kurallarını ihlal ettiğini de biliyorum! Şu katladığım kâğıdı al ve cezanı yolda oku!” Demiş ve Ali’nin yanından uzaklaşmış. Ali’nin canı sıkkın ya, öylesine açıvermiş kâğıdı. Bakmış ki kâğıdın içerisinde ceza filan yok sadece bir not var. Şöyle yazıyormuş:

"Ali, benim bir kızım vardı. Altı yaşındayken çok hızlı araba kullanan biri tarafından öldürüldü. Bu kazadan dolayı, adam cezalandırıldı. 3 ay hapishane cezasıydı bu. Bu adam hapishaneden çıkınca kendi çocuklarına sarılıp, öpüp, onları tekrar koklayabildi. Ama ben... Ben kızımı tekrar öpebilmek için, cennete gidinceye kadar beklemem gerekiyor. Bin defa adamı affetmeye çalıştım ama yapamadım. Çünkü kızımı unutamıyorum!”

Ali arabasını tekrar sağa çekip bir süre düşünmüş. Polisi takdir edip yoluna devam etmiş. Evine varınca, çocuklarına ve karısına sıkıca sarılmış. İşte böyle abi… Hayat çok değerli, sürekli dikkat et. Dikkatli araba kullan ve başkalarının hakkına saygı göster. Hiç bir zaman unutma, istediğin kadar araba satın alabilirsin, ama insan hayatını asla…

Selam ve dua ile…

 


Yazarın Diğer Yazıları