KERPİÇ!

Hz. Mevlana oğlu Bahaeddin’e şöyle tavsiyelerde bulunur. Aslında bu tavsiyeler o kadar yerindedir ki adeta bir insanın olması gereken kişiliği ve mutlu olmanın anahtarı gibi özlü tavsiyeler…

"Bahaeddin! Eğer daima cennette olmak istersen, herkesle dost ol, hiç kimsenin kinini yüreğinde tutma! Fazla bir şey isteme ve hiç kimseden de fazla olma! Merhem ve mum gibi ol! İğne gibi olma!
Eğer hiç kimseden sana fenalık gelmesini istemezsen, fena söyleyici, fena öğretici, fena düşünceli olma!

Çünkü bir adamı dostlukla anarsan, daima sevinç içinde olursun. İşte o sevinç cennetin ta kendisidir. Eğer bir kimseyi düşmanlıkla anarsan, daima üzüntü içinde olursun. İşte bu gam da cehennemin ta kendisidir. Dostlarını andığın vakit içinin bahçesi, çiçeklenir, gül ve fesleğenlerle dolar.

Düşmanları andığın vakit, için, dikenler ve yılanlarla dolar, canın sıkılır içine pejmürdelik gelir. Bütün peygamberler ve veliler, böyle yaptılar, içlerindeki karakteri dışarı vurdular. Halk onların bu güzel huyuna mağlup olup tutuldu, hepsi gönül hoşluğu ile onların ümmeti ve müridi oldular."

Bu güzel vecizeleri sıralayan Hz. Mevlana’ya kalmadığı gibi, Sultan Süleyman’a kalmaz demişler ya, anlamıyorum ki neyi paylaşamıyoruz şu fani dünyada… İsrailoğulları'ndan birisi vefat etmiş, iki oğlu kalmıştı. Adamın bıraktığı köşkün içinde, iki kardeş münakaşa ediyorlardı. O sırada, köşkün duvarlarındaki kerpiçlerden biri dile gelip şöyle dedi:

"Bizim için hiç münakaşa etmeye değmez. Ben bir zamanlar padişahtım. Vefat edip kabre konuldum. 300 sene padişahlık yaptıktan soma kabre konulunca, kabirde de 130 sene kaldım. Orada çürüyüp toprak oldum.

Sonra bina yapmak isteyenler beni oradan alıp kerpiç yaptılar. Bir binanın duvarında 40 sene kerpiç olarak kaldım. Bina yıkılınca beni bir yola fırlatıp attılar. Orada da gelip geçenin ayakları altında 30 sene toprak olarak kaldım.

Beni tekrar kerpiç yapmak üzere oradan aldılar ve kerpiç haline getirdiler. Şimdi kerpiç olarak buradayım. Bu dünya, gördüğünüz gibi kimseye kalmıyor. Benden ibret alıp bir-birlerinizle münakaşa yapmayı bırakın da, Allah'a ibadet edin."

Bu söz onlara çok tesir etti. Dünyalık için bir birleriyle uğraşmaktan vazgeçip Allah'a bağlandılar. Akıllı olanlar, dünyaya gelmekteki gayenin dünyalık için mücadele ermek değil, Allah'a kulluk olduğunu bilirler.

O'nun rızasını kazanmak için çalışır, onun manevî huzurunda secdelere kapanırlar. Bu hikâye de anlatılanların doğru olup olmaması da mühim değildir. Ama kerpicin ağzından söylenenler şaşmaz gerçeklerdir.

Bunun doğru olmadığım kimse iddia edemez. Elbette ki dünya boştur ve onun için münakaşa etmeye değmez.

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları